İslamcıların iki yüzlüğü

Türbanın yoğun tartışıldığı günleri anımsıyor musunuz? Cuma namazları sonrası cami önleri, Sultan Ahmet Meydanında neredeyse her cuma günü büyük kalabalıklar olurdu. Türbanlı kadınlar, kızlar eyleme koşarken, İslamcı yazar-çizer takımı, bunun demokratik bir hak olduğunu yazıp çizerdi.
Türbanın, doğrudan demokrasiyle bağını kurmakta hep zorlansam da, inanç özgürlüğü bağlamında savunulmasının yanlış olmadığını düşünürüm.
Bu düşüncemde zere kadar değişim olmadı, hala aynı şeyi düşünürüm.
Türban kadını sınırlayan, baştan erkekle eşit olmasını yadsıyan bir dini sembol de olsa, isteyen takabilmeli.
Benim için son derece açık, bir genç kızın, bir kadın türban takmak istiyorsa, zorla başından almak, bir insan hakkı ihlali olduğu kadar, din ve vicdan özgürlü ihlalidir de…
Neyse ki bu konuda artık bir sorun kalmadı.
Tartışmalar gerilerde kaldı ve ülke rahatladı.
Şimdi arada birileri çıkıp “türbanlı bacım” dese de çok da gürültü koparan bir durum yaratmıyor.
Çünkü o kızlar, o kadınlar artık her yerde rahtlıkla türbanını takıyor, istediği gibi giyinerek salınıp geziyor.
İktidar erki, onlardan yana, onlardan çok türbanı savunan erkeklerden oluşuyor.
2007’den bu yana da, bir hayli iktidara yerleştiler. Her yer kontrollerinin altında.
İşte ne olduysa bu tarihten sonra olmaya başladı. Dün ezildiklerini söyleyenler, ağlayanlar; ezen ve ağlatanlar olmaya başladılar…
O mazlumlar gitti, yerlerine zalimler geldi…
Geçmişte kendilerinin şikâyet ettiği, “anti demokratik” dedikleri ne varsa şimdi kendileri uyguluyorlar.
İnsan değişir…
Eline güç geçen insan daha çok değişir.
Ama bu kadar değişmek, başkalaşmak, biraz eşyanın tabiatına aykırı, insana yakışmıyor.
Ne yalan söyleyeyim, hiçbir zaman samimi demokratlar olarak görmediğim İslamcılar, iktidar kavgası verdikleri, henüz muhalefette oldukları süreçte, kimi zaman beni şaşırtan oldukça demokrat, oldukça entelektüel çıkışlar yaparlardı.
İktidarı ellerine geçirip, bir güzel yerleştikten bu yana, o söylem buharlaşıp yok oldu.
Şimdi gördüğüm kaba saba, hiçbir inceliği, hiçbir derinliği olmayan, ahlak yoksunu koca bir güruh karşımızdakiler…
İşleri güçleri ise, yalan dolan, köylü kurnazlığı.

Hasan KAYA