.: Kürtlerin anlamadığı…

Saray ve hükümet uzun süredir Kürtlere bir şey diyor. Diyor, diyor da; anlayan yok. Ya da, anlamamış gibi yapıyorlar.

Fırsatı yakalamışken “vatandaş Türkçe konuş, bak anlamıyorsun” diyebilirsiniz. Ama bana sorarsanız hiç denemeyin, çünkü maşallah hepsi, o mesajı gönderen hükümet üyelerinden ve Saraydaki zattan daha iyi Türkçe konuşuyor. En azından sözcük dağarcıkları daha zengin ve gelişkin…

Yani anladıkları kesin…

Üstelik, Sarayın ve Hükümetin Kürt politikalarının anlaşılmayacak bir yanı yok. Söylediği açık ve net…

Kürtlere Meclis kapalı, belediyeler kapalı diyorlar.

Yani, demokratik yollar falan hikaye. Söyle geç bunları. Seçime girmişin halk seni seçmiş, kimsenin umurunda değil.

Açıkça “sen siyaset yapma” diyorlar. Tabi, siyaset yapma demek ile, “dağa çık” demek arasında bir fark yok.

Evet, açıkça bunu diyorlar.

Barış marış, çözüm mözüm yok, savaşacağız demek bu…

Savaşacağız, bir yanda zılgıtlar, diğerinde ağıtlar bir birimizin anasını ağlatacağız.

Kardeşiz, et tırnağız diye diye bir birimizin mezarını kazıp, bir birimizin gözünü oyacağız. Zaten, kardeşin, kardeşe ettiğini eloğlu etmezmiş…

Bu coğrafyanın bildik kaderi bu, bunu bilmeyen mi var? Günü birlik, tekrar tekrar yaşadığımız şey bu.

Bunları ne yazık ki; ezberledik seller sular gibi biliyoruz. Başka türlüsünü beklemiyorduk zaten. Olduğu, olacağı buydu. Savaşmak, ölmek, öldürmek; barıştan, barışmaktan, daha kolay gelmiştir bize.

Savaşçı yanımızdan, kimseyi bulamazsak kardeşimizi dağa gönderir, onunla savaşırız biz. O hain, biz vatanperver oluruz…
 
Hasan KAYA
7 Eylül 2016 Çarşamba