Zor kadına sahip olmak!…

Sosyal medyada birbirinden farklı üslup ve göndermeler içererek çok sık kaşıma çıkıyor. Okumadan geçmiyorum. Güçlü kadını erkeklerin sevmediği, sahip olmaktan korktukları ballandırarak, alaycı bir dille anlatmaya çalışılıyor.

Kadını öven ve/veya övdüğünü sanan, bunu bir üstünlük, büyüklük olarak sunmaya çalışan bu satırların sahibi genellikle kadınlar. Ancak hemen şunu söylemek zorundayım: Kadının (hiçbir koşul altında) bir sahibe ihtiyacı yok.

Kadının bir arkadaşa, bir dosta, bir sevgiliye, eşe ihtiyacı olabilir, ama bunların hiçbiri kadının sahibi değildir. Olmamalıdır.

Sahip olmaktan söz etmek yerine, “güçlü” bir kadınla yaşamayı erkeğin göze alamamasından söz etmek daha doğru bir ifade olurdu.

Şimdi gelelim zor kadından neyin kastedildiğine.

Kadın ve güç sözcüklerini yan yana getirirken anlatılmak istenen, kas, adale gücü olmadığı kesin. Burada anlatılmak istenen; ekonomik bağımsızlığı, eğitimi, entelektüel birikimiyle ne istediğini bilen bir birey olan kadındır. Yani kısaca söyleyecek olursak; kendi ayakları üzerinde duran kadından söz ediliyor…

Böyle bir kadın zor kadın mıdır?

Bence değil.

Çünkü bu kadının sınırları bellidir. Neyi nerede yapacağını bilir. Ne istediğini bellidir. Böyle bilinir bir kadının zor olmasından söz etmek yerine, birlikte olmanın zorluğundan söz edebiliriz. Ne istediği bilin biri, lafını da sakınmayan biridir çoğu zaman.

Haksızlığa gelemeyendir.

Neye mal olursa olsun tepki veren ve sonuçlarına katlanandır…

Böyle bir kadına katlanmayan, birlikte yürümekten korkan, kaçan bir erkek varsa, onun sorunlu olduğunu söylemekte bir sakınca yok. Kişiliğinin oturmadığını, ne istediğini pek bilmediğini, ekonomik olarak çok iyi durumda olsa bile, kültürel, entelektüel birikimin sınırlı olmasından söz edebiliriz. Ancak bu erkeğin sahiplenmeyi bilmediğini söyleyemeyiz. Çünkü bizim coğrafyamızda erkeğin en iyi bildiği şeydir sahiplene. Bunun dışında diğer her alanda sınıfta kalabilen erkek, söz konusu sahiplenme olunca oldukça mahirdir. Üstelik sahiplenmeyi, kadına sahibi gibi davranmayı, koruma, kollama ve sevgiden olduğuna kendini inandırmıştır. Yani, o sahiplenmeyi bilmeyen değil, eksiğinin yüzüne söylenmesinden korkan erkektir.

Lafın kısası özü: her şeyi zor eden, göze alınmaz kılan ne kadının zorluğudur ne de erkeğin sahip olma duygusunun eksikliğidir. Sorun çoğu zaman, aynıların aynı yerde, ayrıların ayarı yerde olmamasından kaynaklanır… Bildiğimiz, davulların dengini bulmamasıdır yaşanan.

Hasan KAYA