.: Erdoğan’dan büyük kumar…

Bu gün bana; “kimin yerinde olmak istemezsin” diye sorulsa hiç duraksamadan; “Erdoğan’ın yerinde olmak istemem” derim.

Bu satırları okuyanların “hadi canım,” dediklerini duyar gibiyim.

Bunu derken akıllarından nelerin geçtiğini de üç aşağı, beş yukarı biliyorum. “Hepimiz insanız” dedikten sonra “Koca saraylarda yaşamayı, önüne konanı, ardında bekleyeni, gemicikleri geçin, dünyanın bildiği tanıdığı biri olmak, devlet törenleri ile ağırlanıp, uğurlanmak tek başına yeterde artar, orada olmayı istemek için” diyorlardır.

Ama “Bu işin bir yanı…” dediğimiz an, başlar her şeyin rengi değişir. İşin o diğer yanını anımsayanlar;  “Haa, o başka” demeye başlamışlar.

Bizim gibi ülkelerin yöneticileri hukuk içinde kalamazlar. İstemeseler de, bir nedenden dolayı hukukun dışına çıkarlar. Erdoğan gibi hırslı bir liderin hukuk, guguk demeye hiç zamanı olmaz. O bildiğini, inandığını ve belki de en çok işine geleni yapmadan duramazdı.

Durmadı da…

Her adımda hukukun dışına çıktı, çıkıyor. Hukuk dışına her çıkış, türlü çeşit bahanelerin üretilmesine, hukuk içinde göstermenin çaresi olacak yolları aramak demektir.

Dananın kuyruğu, tam da bu çareler üretildiği yerde kopar. Çünkü her deneme, biraz daha hukuk dışına çıkmayı, biraz daha kanunsuz işlere bulaşmayı, biraz daha tepki almayı, yalnızlaşmayı, düşman kazanmayı beraberinde getirir. Bu artık büyük bir kumardır, dönüşü olmayan…

En çokta, Erdoğan’ın yerinde olmamayı, onun gibi politikacıları, büyük kumarbazlara benzettiğim için istemiyorum.

Büyük kumarbazlar, masaya oturunca kalkmasını bilmezler. Büyüklükleri sonuna kadar gitmelerinden, ya hep, ya hiç demelerindendir.

Büyük kumarbazların hepsi, masaya kazanmak, büyük kazanmak için otururlar.

Önce kazanırlar da.

Önlerinde, koyduklarının iki, üç misli bir araya gelir yığılır. Durmazlar. Durmasını bilmediklerinden değil bu. Hırslarından, inatlarından, tek olmak, yek olmak istediklerinden duramazlar.

Şans da rüzgâr gibidir, çabuk döner.

Kazandıkları gibi kaybetmeye başlarlar. Önce kazandıkları, sonra koydukları gider birer ikişer. Sona yakın, ondan belki bir önceki duraksamada kazanmak değildir artık amaç, kaybedileni geri alabilmek, zararı çıkarmaktır…

Hep “son kez” diyerek sallanır zar. Ancak o son, kumarbazın sonuyla eşleşmeden gelmez. Kuralı budur, oraya düşen insan battıkça batar.

O batıkça el uzatan, kurtarmaya yanaşanda çıkmaz. “beni de çeker” diyen korkar, uzak durur. Bir zamanlar çevresinde sıra sıra dizilenler, kalabalık edenler, birer ikişer arkalarını döner giderler.

Hem de ne gitme…

Geriye artık uzak olmayan o sonu beklemek kalır. Ne geçmiş, ne gelecek, en uzun zamandır beklemek…

Uzadıkça acıtır.

Uzadıkça yer bitirir adamı…

Hasan KAYA
28 Mart 2015 Cumartesi