.: Diktatörün kanla yazılan sonu

Bilinmez bir şey değildir; Ortadoğu ülkelerinin hemen hepsinde bütün yasalar, yasal güçler, uygulamalar iktidardaki diktatörü korumak içindir. Yasalar yetmediği yerde imamlar, çevresini saran yandaşlar, gazeteciler gün aşırı methiyeler dizerler diktatörler için.

Onlar bu coğrafya da bazen; “Kral” olarak çıkarlar karşımıza, bazen “Devlet Başkanı.”

Hepsi kendisini büyük devlet adamı, halkın umudu, büyük nimeti olarak görür, gösterirler. Her şeyi, onlar bilir, her şeyi onlar görür ve parmak sallayarak onlar konuşur her yerde, her şey üzerine…

Saraylar yaptırırlar kendilerine, yollarda onların lüks araçları, havada uçakları dolanır. Oğulları, kızları hep ayrıcalıklı olur, iş tutar büyük paralar kazanırlar…

Saddam için böyleydi, Kaddafi için böyle, Mübarek vb. için böyle. İnanın Hitler, Mussolini, Franko ve uzaklarda Latin Amerika’daki o diktatörler için de aynen böyle.

Her şey iyi gider önceleri, her şey yolunda.

Gün geçtikçe güçlenirler, gün geçtikçe büyür, büyütürler kişisel servetlerini. Her şeyin kontrollerinde olduğuna inandıkları zaman, acımasız olurlar, daha acımasız, daha pervasız… karşılarında duracak bir Allah’ın kulu, eleştirecek yürekli bir kalem, onurlu bir ses çıkmaz olur. Büyük çoğunluk susar, hep birlikte suç ortağı olur.

İnanması zor, ama o gün onlar için pılını pırtını toplayıp gitme vaktidir.

Gitmezler…

İsteseler de artık gidemezler, çünkü her şey için çok geçtir.

Gidemezler.

Yapışıp kalırlar koltuklarına, kaybedeceklerini bile bile… Devletin bütün gücüne, olanaklarına sarılır direnirler, direndikçe zulüm bayrağı yükselir, dökülen kan çoğalır.

O saat, halkın kanıyla yazarlar tarihi.

Öyle uzak bir geçmişten söz etmiyoruz; daha dün esmer bir bahar havasında, tanıklığımız altında yaşandı bunların hepsi.

Taht bir yana düştü, Şah bir yana…

Onlar artık, arkalarında kanlı bir ülke bırakmadan gidemezlerdi. Kaybettiler, acı bir son yazıp kendilerine gittiler.

İnsanız insan olmasına, ama onlar için acımak, üzülmek uğramıyor içimizde bir yerlere.

Halkların kanıyla tarih yazanlar, kendilerine kanlı bir son yazıp gidiyorlar.

Hasan KAYA
20 Şubat 2015 Cuma