.: Hesap sormak lazım…

Şu kadar zaman yurt dışında yaşadım, birçok ülke gördüm, bir çok dilden arkadaşım dostum oldu.
Şunca kitap okudum.
Yine de aklım almaz, kendimi şaşırmış, ne diyeceğini bilmez yakalamaktan kurtaramadım…
En basit dille anlatıyorum.
Bir marangoz, şu dolabı topladı kurdu, kullanılır hale getirdi diye neden ayrıca büyük adam ilan edilsin ki…
Tamam, benim beceremediğim bir iş becerdi, ama sonuçta kendi işini yaptı…
Şu duvarcı duvar ördü,
Şu kaynakçı, şu tesviyeci, ayakkabı tamircisi, tezgahtar hepsi işlerini yapıyorlar.
Hakim, savcı da öyle…
Polis, asker de farklı bir iş yapmıyor, kendi işlerini yapıyorlar.
Hepsi bu işlerden ekmek parasını kazanıyor.
İşini yapmayan bir marangoza kızmak, eleştirmek, yaptığı duvar yıkılan bir duvar ustasına, “bu yaptın oldu mu” kardeş demek, hesap sormak yanlış mı?
Tabi ki yanlış değil.
Can tatlı, hesap sormazsak o yanlış duvarların altında kalmakta var işin ucunda.
Bu zanaat erbabı gibi, o başbakan, cumhurbaşkanı, vali, kaymakam da işlerini yapıyorlar.
Onlarda işini iyi yapmak zorundalar.
Ve bu yaptıkları iş içinde, ayrıca büyük adam, dokunulmaz ilan etmeye gerek yok.
Üstelik bunlar, karşımıza çıkıp bizim adımıza, en iyi biz yöneteceğiz sözü verip, bizim vergilerimizle aylık alan, evlerine, saraylarına ekmek parsı götürenler.
Bu adamların yanlışını elbette söyleyeceğiz.
Duvar ustasına bir diyorsak, bunlara iki demek zorundayız. Eleştirerek uyaracak, olmuyorsa gel buraya, in aşağıya sen beceremedin diyebilmeliyiz. 
Demekte zorundayız…
Çünkü bir ülkenin yıkılması, bir duvarın yıkılmasına benzemez.
 
Hasan KAYA
26 Mart 2016, Cumartesi