Hükümetin darbe yaptığını yeni fark ettik

Bilmem farkında mısınız? Yargıda ve emniyete çete var diyerek üzeri örtülen bir sorunumuz var.

Rüşvet ve yolsuzluk…

Başbakan ve AKP bu sorunu da istediği mecraya soktu. Herkesin üzerinde konuştuğu tek konu yargı ve emniyetteki çete yapılanması, paraleller devlet…

Kimse bakanların, bakan çocuklarının adlarının karıştığı rüşvet ve yolsuzluk davasından söz etmiyor. Daha önemlisi ikinci dalga olarak bilinen savcılığın gözaltı talebi ile ifadeye çağırdığı bazı sanıklar emniyetin görevini yapmaması ile ifadeleri alınamadı.

Bunların içinde başbakanın oğlu da var.

Başbakanın başta kendisini, oğlunu ve partisini kurtarmak için yargı kararlarını hiçe saymasını, açıkça bir hukuk ihlali içinde olmasını, kabul etmesek de anlayabiliyoruz.

Burada bir sorun yok.

Başbakan, bu tavrı ile gelecekte yargılanacağı dava dosyasını kabartmış olmaktan başka bir şey yapmış olmuyor. Bu yargılamaya hükümetin üyelerini, emniyeti de ortak ettiğini hemen ekleyelim.

Taraflı tarafsız herkesin ad koymakta zorlandığı bir durum yaşıyoruz. Biraz geriye gidince bu durumu adlandırmanın o kadarda zor olmadığını görüyoruz. Türkiye her darbe dönemlerinde bunun benzerini yaşadı. O zamanda mevcut yasalar ve kanunlar darbecilerin isteği üzerine eğildi büküldü, olmadı yasalar değişti, yeni kanunlar yapıldı. Yettiği yerde kanun hükmünde kararnameler çıkarıldı.

Hükümetin bu hukuk tanımaz, anayasa ve yasaları hiçe sayan tavrı yeni değil. Bu yola çoktandır girmiş olan hükümet, ilk kez kendisine karşı açılan davalarla diş gösteriyor. Kiminle oynandığını/oynanamayacağını resmen ilan ediyor.

Bazı köşe yazarlarının, hükümetin darbe yaptığını söylediği o darbe çoktan sessiz sedasız yapılmıştı. Biz bunu aşağıda linkini verdiğimiz yazımızda yazmıştık.

Şimdi gelelim, bu mevcut durumu kendileri ve ideolojik akrabalık içinde oldukları kesimler için kullanmak isteyenlere.

Bu durumu fırsata dönüştürmek adına, geçmiş bazı (Ergenekon, Balyoz, KCK, Oda TV, Devrimci Karargâh) davaların görüşülmesini gündeme getirmeye çalışmak,  bu amaçla hükümete el uzatmak, başbakanın kendini ve partisini kurtarma çabasının bir parçası yapacağı gibi, işlenen suçun da ortağı yapar.

Sonuç:

Bu gün yargıda çetelerin olduğunu söyleyen başbakan, bu yargı sistemi ile kişisel haklarına saldırı yapıldığını ileri sürerek, açtığı davalarla neredeyse bir servet elde etmiştir. Yine aynı başbakan bazı davaların savcısı olduğunu kendisi ilan etmişken şimdi aynı davaların avukatlığını yapmasına izin verilmemelidir.

Savcılığını da sorgulayan yeni bir dönemin başlatılması geçmiş davaların hepsinin yeniden görülmesini zaten mümkün kılacaktır.

Hasan KAYA
06 Ocak 2014 Pazartesi