Kapitalist barbarlık, yenilmeden Taliban yenilmez…

ABD emperyalizmi bütün ortaklarını toplayıp Afganistan’ı terk etti. Taliban hiç zorlanmadan ülkeyi ele geçirdi. Sokaklarda Taliban militanları ayaklarında terlik ellerinde silahlar dolaşıyorlar. Kabil sokaklarında gündelik hayat; Kabil’in normal bir gününden ne kadar farklı bilmiyorum. Sanki kimsenin umurunda değil, herkes işinde gücünde, eve akşam götüreceği ekmeğin peşinde izlenimi veriyor. Kuşkusuz, korkudan yolunu değiştirenler oluyordur. Ama gülerek sevinçli el sallayanlar, koşup silahlı adamlara sarılananlar da var.

Binlerce kilometre ötedeki bu adamlar silahlarını sanki bize doğrultmuş gibi korkuyoruz, irkilerek izliyoruz…

Ne yapacaklar bilmiyoruz.

Geçmişten ders çıkardıklarını söyleyenler var. Ama yine de kadınları eve kapatacaklarından herkes çok emin.

Öyle de olacak…

İşgalcilerle çalışanları, işbirlikçileri ne zaman öldürmeye başlayacaklar kaygısı Kabil semahlarını ağırlaştırırken, tüylerimizi diken diken eden bir haber almakta gecikmiyoruz. Bir gülmece sanatçısını, bir müzisyeni kurşuna dizdiklerinin kanı daha kurumadan, havaya ateş ederek dağıtılan bir sokak gösterisi, sopalar, kamçılarla dövülen gazeteciler, kadınlar… Aldığımız her haber Afganistan’ı bize uzak ediyor. Bu mekândan çok zamanda bir uzaklık…

Başka bir dünya, başka bir çağ diyenlerimiz var.

Ama öyle değil.

Afganistan bilmediğimiz bir coğrafya değil. En azından Büyük İskender’in kayıp kabilesine yurt olan coğrafya olarak biliyoruz. Haber ajanslarının geçtiği haberler, gönderdikleri görüntüler de çok yeni şeyler değil. Taliban’ı korkunç yapan, pratikler yıllarca işgalcilerin, kapitalist barbarların Afganistan’da yaptığından farklı değil.

Afganistan’da, ABD/NATO işgali döneminde, onlarca çocuk öldü, öldürüldü. Hiç biri haber olmadı. Afganistan’ın kırsalında gece yarısı kapılar kırıldı, ABD askerleri, gizli servis elamanları içeri girip silahları doğrultup, şimdi o elinde silah dolaşan oğullarını sordular annelere, işkenceler yaptılar…

Binlerce kilometre öteden Novada çölünden yönetilen Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) bombalar bıraktı evlerin üzerine, avlularına… Birkaç kez, bütün bir aile yok edildi, hiç haber olmadan. Taki bir vicdanlı asker, “Ben bu işi yapmayacağım; oyun oynar gibi insan öldürüyoruz” diyene kadar.

ABD askerleri öldürdükleri kurbanlarını soyup fotoğraflar çekip sosyal medya hesaplarında paylaşana kadar görmezden, duymazdan geldik. Göstermelik açılıp kapanan davalar, hiçbir şey olmamış gibi unutuldu. Başına bir çuval geçirilerek götürülen, ABD yargısından kaçmak için ülke sınırları dışında inşa edilmiş gizli hapishanelerde ağır işkenceler yaptığını artık herkes biliyor.

Açılan, kapanan dava dosyalarının içine sığmayan belgeler, fotoğraflar, uykularımızı kaçırmaya yetiyor. Bir yanda yenilen emperyalist kapitalist barbarlık, diğer yanda Taliban barbarlığı. Bu ikili, şimdilerde birlikte iki ucu tutulması zor bir değnek uzatıyorlar bize…

Ne yalan söyleyeyim, ABD’nin ve batılı ortaklarının dünyanın dört bir yanında işlediği cinayetler, kıyımlar bir yana, yakın coğrafyamızda ve Afganistan’da yaptıklarını okudukça, Taliban, o kadar da korkunç gelmiyor bana. Ellerinde silahlar, rengin renk kıyafetleri, ayaklarında terlikler, saç baş karışmış, ölmekten, öldürmekten korkmayan bu adamlar gerçek ötesi bir Hollywood filminde rol alan “figüranlar” gibiler.

Evet, tam da böyle.

Üçüncü sınıf sanatsal değeri olmayan, bir Hollywood filimi izliyoruz. Başrolü oynayan “kahramanın” mermisi hiç tükenmiyor, silahları ölüm kusuyor. Oraya buraya yerleştirdiği bombalar art arda patlıyor.

Ortalık kan revan…

İster senaryonun, isterse filmin kurgusunun gücü diyen, büyük çoğunluğun nefretini, kızgınlığını kılıksız bu figüranlara yöneltmeyi beceriyorlar. Akan kanın, insan hakları ihlallerinin sorumlusu gördüğümüz bu kılıksız adamlar yenilsin, kahrolsun istiyoruz.

Ama, kapitalizm yenilmeden, Talibanlar asla yenilmeyecektir…

Hasan KAYA
12 Eylül 2021 Pazar