.: Mahir eller…

 Demirci ustasının o mahir ellerine bakıyorum, yara bere içinde. O yorgun eller, demir kokan eller, yorgun alışkanlığı ile işi hangi ucundan tutacağını çok iyi biliyor.

Her dokunuş demirde yeni bir şekil, yeni bir hüner…

Çocuğunun başını okşarken, karısını severken de mi böyledir bu eller, hünerli, sevecen diye merak ediyorum.

Uzanırken bir dosta, sevgi dolu, kavrarken bir dostun elini güven veren…

Sonra duvarcı ustası babamın hünerli elleri ile şekillenen hayatım, tornada tesviye de çeliğe şekil veren, yazı yazarken tutuğum kalemi incitmekten korkan ellerim…

Saçlarını okşayan, elini tutan ellerim. Sıkı, sıcak saran seni bana çeken ellerim..

Uzakları gösteren ellerim, uzaklardan çağıran ellerim.

Seven ve yaratan eller, hayatı elbet neresinden tutacağını en iyi bilenler. Hayata nasıl dokunmasını bilen de onlar…

İlaç kokan, can kokan, sevgi kokan eller…

Toprak kokan, gül kokan eller.

Mürekkep kokan, kâğıda hasreti bir inci gibi dizen mektup yazan eller.

Sözün bittiği yerde, dokunuşuyla söze başlayan, en ateşli söz dizimlerini kurup sürdüren eller.

Gel diyen, gitme diyen hiç susmayan uzaklardan çağıran, uzakları bitiren eller, ellerin…

Hasan KAYA 
22 Aralık 2011, Perşembe