.: MHP’ ve Bahçeli’nin Taklacılığı…

MHP, Meclis Başkanlığı seçiminde yaptığı hamleyi şimdi anlamlandırmak için mantığa on takla attırmaya çalışıyor. Büyük matematik dehası Bahçeli ve arkadaşları taklacılığa soyunmaya başladılar.

Öyle laflar ediyorlar, öyle sorular soruyorlar ki; mantık havada takla atmaktan yere inemiyor. Alın onlardan biri; “CHP neden İhsanoğlu’na oy vermedi?”

İyi de; CHP İhsanoğlu’na oy verse de, Meclis Başkanı seçilmesi için yetmeyecekti. HDP’nin de oy vermesi gerekecekti. Onların, yani HDP’nin olduğu yerde olmak istemeyende yine kendileri. HDP’yi aldığı oylara rağmen meşru görmeyen, ama aynı seçimlere katılarak seçilmiş olmayı, aynı mecliste bulunmayı meşru gören bu anlayışın tutulacak yanı yok.

Akıl tutulmasının sonucu oluşan bu mantık nasıl izah edilir bir yana. Diyelim ki, HDP söylenen onca söze aldırmadan, her şeye rağmen İhsanoğlu’na oy verdi, MHP’nin ne yapacağı belli miydi?

Tabi ki, hayır.

7 Hazirandan bu yana yapılan açıklamalara bakarak yapılacak en iyimser tahmin; seçilmesinin hemen ertesinde, İhsanoğlu’nu karşılarına alıp, “Sana HDP de oy verdi” diyerek partiden ihraç edilmeyeceğinin garantisinin olmadığıdır.

Ama zaten onlar HDP’den oy beklentilerinin olmadığını, AKP içinden İhsanoğlu’nun muhafazakar kimliği ile 50 oy alacağınızı düşündüklerini söyleyerek, ileri sürülebilecek bütün düşüntüleri boşa çıkardıklarını düşünüyorlar.

Ne diyelim, “aç tavuk kendini buğday ambarında görürmüş.”

Bunların hepsi laf.

İşin doğrusu, MHP beyaz çoraplarını çıkarmış, sarkık bıyıklarını kesmişte olsa bildik o eski MHP. Henüz bu memleketin hayrına bir iş yaptıklarını daha görmedik, görmeyeceğiz de. “Eskiden olsa sokağa dökülürlerdi” diyenler rehabilite olduğuna inananlar, seçimler öncesinde yakılan, yıkılan HDP binalarının kimler tarafından yapıldığını sanıyorlar.

Genç kuşakların bilme şansı yok elbette, ama bizim kuşağın acı hatıraları hala canlılığını koruyor. MHP ve onun gençlik yapılanması Ülkü Ocaklarının cinayet şebekeleri gibi kol gezdiğini, çok sayıda sendikacı, yazar, gazeteci, akademisyenin öldürülmesinde adlarının geçtiği, suçlarının sabit olduğunu biliyoruz.

İşlenen cinayetlerle 12 Eylülün gelişine hizmetlerini unutmuş değiliz. Bahçelievler, Maraş, Çorum, Sivas, Malatya katliamlarını nasıl unuturuz.

Bu kirli, karanlık geçmişi üzerine tek sözcük etmemiş, onunla helalleşmemiş Bahçeli, başkalarından helalleşme bekleyebiliyor. Hangi tencerenin dibi daha kara yan yana durduklarında yakında göreceğiz.

Hasan KAYA
2 Temmuz 2015 Perşembe