Erdoğan, acemiliğini ustalığında da, üzerinden atamamış. Rus savaş uçağını bir punduna getirip düşürmesi acemiliğin dik alasıydı.
Erdoğan, bununla kalmadı, devam etti.
İç politika diliyle, dış politika yapmaya kalktı.
Muhalefet parti liderleriyle girdiği polemiğin bir benzerini, günlerdir uluslararası düzeyde, Putin ile yapıyor.
Bu dil, bu üslup dışarıda iş yapmaz.
Yapmıyor.
Şimdiden, dış basında, “İspatla istifa edeyim, edemezsen sen eder misin?” söylemi üzerine gülümseten tümceler kuruluyor.
Altan alta dalga geçilyor.
Erdoğan’ın açıklamalarını tek başına acemiliğine bağlayamayız. Bu, anlamsız açıklama, Putin’den ısrarlı istenen ikili görüşme talebiyle birlikte ele alındığında, saklayamadığı bir telaş yaşadığını gözler önüne seriyor.
Ne yazık ki, ülkenin cumhurbaşkanı, ülkesi için değil, kendisi ve ailesi için bu telaşı yaşıyor.
Çünkü Suriye’de kendisinin ve ailesinin bulaştığı işleri en iyi kendisi biliyor.
Putin, dediği gibi kirli ilişkileri, sözü edilen petrol ticaretini açıklayabilir, savunma bakanlığı bu yolda ilk adımı atı. Uydu görüntüleriyle yapılan basın toplantısında açıklananlar, Türkiye’yi, daha çok da; Erdoğan’ı zora sokabilir.
Tabi ki, Erdoğan sözünde durup istifa edeceği için bir zorluk yaşamayacak. Kuşkusuz gösterilen hiç bir belgeyi kanıtı kabul etmeyecek, yalan, iftira diyecek…
Diğer yandan; Rusya ve Putin’ın ileri süreceği, dünya kamuoyunun önüne koyacağı kirli ilişkinin, ne kadar doğru olup olmadığı da önemli değil.
Bunun uluslararasında ne kadar karşılık görüp görmeyeceğidir önemli olan.
Rusya’nın ileri sürdüğü IŞİD ile petrol ticareti ve MİT TIR’ı, uluslararasında alıcı bulursa, Erdoğan’ın uluslararası mahkemelerde yargılanmasının yolu açılabilir.
İşte, Erdoğan’ın korktuğu da bu…
Türkiye’de yargılanması şimdilik mümkün olmadığı için, içi rahat olan Erdoğan’ın gücü, kudretti uluslararası mahkemelere kadar uzanamıyor.
Üstelik orada yargılanmak, Türkiye’de Yüce Divanda yargılanmaya benzemez.
Bitmenin, resmi olur.
Hasan KAYA
2 Aralık 2015 Çarşamba