Başbakan Roboski katliamından bunalıp gündemi değiştirmek istiyor.

Kabul ediyoruz. Değiştirelim…

Neyse ne, her şeyi bir kenara bırakıyoruz. Yeni gündem maddemiz çocuklarımız. Doğan, doğmayan çocuklar, çocuklarımız…

Çok sık kullandığım bir söz dizimi ile başlamak geliyor içimden. Vazgeçiyorum.

Çünkü ellerini koyacakları vicdan bulmakta zorlanabilir başta başbakan ve hükümet üyeleri.

Gözlerini açsalar yeter zaten.

Doğmayan çocuklardan söz edenler acaba bu ülkede kaç sokak çocuğunun olduğunu biliyorlar mı?

Bu çocukların sokaklarda nelerle karşılaştığını hiç düşünmüşler midir?

Bir çözüm, bir çıkış yolu arama zahmetine katlanmış, aldıkları bir yol var mıdır bu konuda.

Peki, Sağlık Bakanı doğumda kaç çocuğun, annenin öldüğüne bakma zahmeti göstermiş midir acaba…

Daha da vahimi, dünyada adı sanı kalmamış çocuk hastalıkları ve salgınlarda kaç çocuğun öldüğünü biliyor mu?

Peki, sokaklarda kâğıt mendil, simit, su satan kaç çocuğumuz var.

Tamirhanelerde, merdiven altı üretim yapan atölyelerde okulda olması gereken kaç çocuk çalıştırılmakta sömürülmekte Çalışma Bakanı biliyor mu?

Dört dörtlük eğitim sistemi ile övünen Milli Eğitim Bakanı, kaç çocuğun öğretmensiz, okulsuz, dersliksiz olduğunu biliyor mu?

Adalet Bakanı; kaç çocuğun tutuklu, hükümlü olduğundan haberdar mı? Bu çocuklara sorumluğu altındaki hapishanelerde ne yapıldığını biliyor mu?

Hükümetin aileden sorumu kadın bakanı bu ülkede kaç “çocuk gelin” olduğunu biliyor mu?

Hükümetin tüm üyeleri; seçilmiş hükümetlerin yaşayanların sorunlarını çözmek için seçildiklerini, aylık aldıklarını biliyorlar mı?

Ölenlerin ahretliği, doğmayanların geleceği için ise bırakın da imamlar, papazlar, hamlar ve dedeler uğraşsınlar…

Hasan KAYA