Kalemi Elimden Alan Gel-Gitler
Uzun bir süredir kalemi elime almadım. Elbette küs falan değilim, sadece duygularımı ifade etmenin zorluğuyla başa çıkmaya çalışıyorum. Ne yazsam bir şeyler eksik kalıyor,...
Korkunun Mimarlığı: Bir Rejim ve Sessizlik Üzerine
Bir ülkenin çürüyen binası ve suskunlukla şekillenen rejimi üzerine
Şehrin en kalabalık caddelerinden birinin bittiği yerde. Hiç beklemedik bir şekilde karşımıza çıkıyor. Yüksek duvarları, kirlenmiş...
İçsel Yolculukta Aldığımız Yaralarla Ayağa Kalkmak
Hayat, her birimiz için benzersiz ve karmaşık bir serüvendir. Bu yolculukta, dış dünyanın ötesinde, kendi iç dünyamızın derinliklerine doğru bir keşfe çıkarız. Bu keşif,...
Çocukluğun Susturulduğu Sayfa
Kitabın yeni bir sayfası açılıyor şimdi. Bu da sessizlikle başlıyor. Ama bu kez sessizliği çocuklar taşıyor. Ufak ellerinde taş, çekiç, bez torbalar. Ayaklarında delik...
Bildiğin gibi değil
Yeni bir yıl, güneşli bir gün.
Nasıl mı oluyor?
Oluyor işte (!)
Bir yerde güneş sıcacık pencerelere koşar, bir diğer yerde kar yağar, kurşun yağar, zulüm yağar...
Sultanahmet Meydanı’nda Karanlığın Aydınlığı: İktidarın Çöküşü ve Halkın Direnişi
Bir iktidarın çöküşü, bazen bir ışığın sönmesinde görünür hale gelir. Bazen de bir ışığın söndürülmek istenmesi, o çöküşün en net fotoğrafına dönüşür.
Sultanahmet Meydanı, yalnızca...
Sessizlik Kitabı: Konuşmayanların Değil, Konuşturulmayanların Defteri
Unutmaya karşı direnenlerin defteri
Bazı kitaplar hiç yazılmaz. Bazı cümleler hiç kurulmaz. Bazı tanıklar hep sessiz kalır. Ama bu, onların var olmadıkları anlamına gelmez. Aksine,...
Kutsal Suskunluk
Her toplumun içinde konuşulması yasak olan bir şeyler vardır. Bazen bir cinayetin adı anılmaz, bazen bir sevdanın. Bazen bir yıkım suskunlukla örtülür, bazen de...
Hafıza ve İhanet
Unutmayı seçenlerin suç ortağı olduğu bir çağda yazılıyor bu kitap.
Hafıza bir yükse, unutmak bir kaçıştır. Ama bazen, unutmak bir tercihten fazlasıdır: bir ihanettir. Sessizlik...
.: Kadehimde gece…
Geceyi doldurdum kadehime, içiyorum. Hadi, bana bir türkü çal canım efendim.
Yeter ki; bir türkü olsun; hangi yöreden, hangi dilden, kimden olursa olsun... O hüzünlü...