Yurdumun üşüyen çocukları…
Hava birden bozdu, lodos poyraza döndü, ellerim üşüyor, cebimde… Akşam yürüyüşünü yarıda kestim, hızlı adımlarla kendimi zor atım sahilde, denize bakan kâffeye.
Girişte kapı önüne...
.: Gittinse gelme…
Sabırsız, tez canlı, hep çabuk kızan biri oldum. Önünü ardını çok düşünmeden; kırdım döktüm. Üzdüm, üzüldüm, çektim gittim…
Söylemeye dahi gerek yok, hataydı elbet.
Bunu en...
.: Not Defterinde Kalanlar
Eskiden, kareli defterler alırdım. Kapağına “Karalama Defteri” diye yazar başlangıç tarihi atar, elimin altında tutardım. Yıllar içinde birçok defterim oldu, aklıma geleni yazdığım, notlar...
.: Neni de neni sen uyu halkım…
Bazen dayanamıyorum, masaları devirip ayağa kalkıp, yüzlerine bir tokat atar gibi; “Yalan söylüyorsunuz ulan” diye bağırmak istiyorum.
“Cennetmiş! Kimin cenneti bu…”
Savaş uçakları kalkıyor, bombalar patlıyor,...
.: Kadehimde gece…
Geceyi doldurdum kadehime, içiyorum. Hadi, bana bir türkü çal canım efendim.
Yeter ki; bir türkü olsun; hangi yöreden, hangi dilden, kimden olursa olsun... O hüzünlü...
Su ve Toprak
Hayatlar vardır silik, puslu havalar gibi keder yüklü, yarını bilinmeyen. Destanlaşan hayatlardan söz etmeliyim. Vardiya çıkışı yorgunlukları alıp götüren.
.: Kör öfken kime?
Şehir şehir gezdi şiddet; çoluk çocuk parmakları ile kurt işareti yapıp linç girişimlerinde bulundu “Memleket sahipsiz değil” dediniz. Sonra o çocuklar birilerinin elindeki maşa...
.: Ömürsüz aşklar…
Dün akşam, tesadüfen karşılaşıp, ısrarlarıyla oturduğum masada dinleyici, birazda kenar süsüydüm. Zaten kimseye söz vermeden konuşuyordu; Mehmet’in üniversite yıllarından arkadaşı…
Masada anıların uzak hüznü, rakı,...