.: Ölen Ayaz bebek ve Ebru Gündeş’in gözyaşları

1Sizin televizyonun karşısına geçip keyifli bir program izliyorsunuz, Türkiye’nin o sesini arıyor. Alkışlar, alkışlar yer yerinden oynuyor. O sesi arayan jüri üyelerinden biri olan Ebru Gündeş gözyaşlını siliyor.

Alkışlarla destekliyor Türkiye.

Masada duran gazetenin sağ alt köşesinde kırık dökük bir giriş ve penceresine naylon gerilmiş bir ev. Ve o haberin başlığı; “Konya’da kırk günlük bebek soğuktan donarak öldü.”

Televizyonda yine o alkışlar, Ebru Gündeş gözyaşları ile program yapımcısı ve sunucusu Acun’a “senin büyük bir yüreğin var hep yanımdaydın” der demez alkışlar sökün edip geliyor.

“Geçecek” diyor Ebru Gündeş…

Geçmiyor.

Yüreğine oturuyor bir annenin. Babası askerlik görevi yapan bebesi soğuktan donarak ölüyor. Çığlıklara komşuları uyanıyor, koşuyorlar.

Ekranda şarkılar, alkışlar, Türkiye o sesini arıyor. Sahne alan gençler, ellerinden geleni yapıyor, Türkiye’nin o sesi olmak istiyor.

Kaçınız ağladınız ekran karşısında Ebru Gündeş’in gözyaşlarına, gözyaşlarınızı katarak. O ses kim olacak. Üşüyen çocukların annelerinin acısını dindiren hangi şarkıydı o.

Acının sesi ne renk, sevincin sesi, Türkiye’nin sesi hangi renk, kaç renktir bir ülkenin rengi. Hangisiydi o ses, kaçınız MSN gönderdiniz, Türkiye o sesini bulsun diye.

Elenirken o ses, sesinizi kaybetmiş gibi mi oldunuz? Alkışlar alkışlar Ebru Gündeş’e, elenip giden o sese…

Ağlayın Ebru Gündeş’e, bakan çocuklarına, tutuklanan Gündeş hanımın eşine ağladınız mı?

Çocuklar ölüyor uyurken soğuktan, zatürreeden. Bakan çocukları 5 bin Liralık mont giyiniyorlar. Onlar da üşüyor mu?

Ben üşüyorum şimdi ellerim buz bu yazıyı yazarken.

Siz de üşüdünüz mü, eliniz vicdanınızın üzerinde?

Hasan KAYA

25 Aralık 2013 Çarşamba