Kirli bir oyun!!

[columns ]
[column size=”1/1″]Kobane, gerginliği bir zat hükümetin kontrolünde Türkiye’yi bölünme eşiğine getirecek noktaya kadar zorlanıyor. Olayların giderek tırmanması, çok sayıda can kaybı kamuoyunda bölünmenin eşiğinde olunduğunun yaygınlık kazanmasına hizmet ediyor.

Henüz her hangi bir açıklama yapmamış olan İmralı Mahkûmu, son dönemeçte devreye girerek hala önemli, sözü dinlenen bir lider olduğunu göstererek bu olaylar hem de Kobane’de daha kabul edilmez bir düzeye gelmişken durdurulacak. Bu girişimi kamuoyunda özgürlüğü hak ettiği algısı oluşmasına hizmet etmesi bekleniyor.

Dikkat edilirse bütün olup bitene aldırmadan, hükümet ve İmralı’dan gelen mesajlar “barış sürecinin” hızlandırılması gerektiği yönünde.

Bu oyun ilk kez oynanmıyor. Gelin şimdi biraz gerilere gidelim: Barış Süreci’nin hemen öncesinde çatışmalarda çok sayıda asker hayatını kaybetmiş, Türkiye, doğudan gelen bu asker kayıpları ile sarsılmıştı. Şehirlere, kasabalara kadar inen gerilla, yol keserek güç gösterisi yaparken ülkenin bölünmenin eşiğine geldiği algısı yaratılmıştı.

Özelikle asker kayıplarıyla, “verelim kurtulalım” noktasına getirilen kamuoyu, gerillanın kasabalara, şehirlere kadar inmesiyle yenilmezliği kabul ettirilmeye, barış sürecinin kaçınılmaz gerekliği algısı yaratılıyordu.

Bu algı mühendisliğinin yanında mahatabın kim olacağı da yine bir algı mühendisliği ile kamuoyuna kabul ettirilmeye çalışıldı. Öcalan’ın barış sürecinde muhatap alınmasının zemini yaratılmasına PKK unsurlarının hapishanelerde başlattığı ölüm orucu kullanıldı. Yetmiş günü aşan ama hiçbir sorun yaşanmadan süren ölüm oruçları İmralı Mahkûmunun müdahale etmesiyle bir anda sonlandırılarak muhatap da saptanmış oldu.

Öcalan artık barış sürecinin mimarı olarak devreye girerken, o güne kadar kendisi için söylene gelen bütün kötü tanımlamalar bir günde basından silindi.
Bu sefer oynanan kirli oyunun bir parçası olan Kürt Hareketi, övündüğü “Rojova Devrimini” Kobane’yi kaybetmeyi henüz ne olduğu çok da anlaşılmayan, “Barış Süreci” ve İmralı Mahkûmu’nun özgürlüğü için risk ediyor.

Türkiye bu kirli oyunla, Suriye’de oluşan fili durumun ortaya çıkardığı, Rojava Kürt Özerk Bölgesi gerçeğinden kurtulmuş olacak. Erdoğan’ın “düştü düşecek” dediği Kobane düşecek. Kürtler bu büyük tehdit ile Esad’a karşı Suriye muhalefeti içine çekilerek gelecekleri bir bilinmeze bırakılacak.

AKP böyle yanlış Suriye politikasını revize etmiş olurken, kaybedeceği Kürtleri İmralı Mahkûmunu özgürlüğüne kavuşturarak geri kazanma hesapları yapıyor.

Bu oyunun elbette kaybedenleri de var. Bunun başında Rojova Kürtleri ile HDP ve en büyük kaybedeni yine Kürtler olacak…

Hasan KAYA

11 Ekim 2014 Cumartesi
[/column]
[/columns]