.: Zor günlerden geçerken…

Ne zaman iki üç arkadaş bir araya gelsek, her şeyden biraz konuşulur, laf döner dolaşır hep memleket meselelerine gelir çakılır kalır.

Geçen yine bir araya geldik, biraz edebiyat, biraz sanat, kitap derken yine laf o bildik konuya geldi demir attı kaldı. Arkadaşlardan biri; “Zor günlerden geçiyoruz” diye bir cümle kurdu konuşmasının bir yerinde. O devam ederken ben çoktan dinlemeyi bırakmış, zor günlerden geçmediğimiz bir dönem olup olmadığını düşünmeye başlamıştım.

Doğrusu bulamadım.

Yok da…

Ben kendimi bildim bileli bu ülke, bu ülke insanı hep zor günlerden geçer, ölür ölür dirilir.

Bu coğrafyada, en sıradan olması gerekenler olmaz, olanı ite kaka oldururuz.

Umutsuzluk olsun, yayılsın diye demiyorum bunları. Aksine her zamankinden daha umutluyum. Çünkü bir şeyler değişiyor, o bir şeyler kökten değişiyor. Bugün yarın değil, ama yakın bir gelecekte hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Gelenekten beslenen, yakasını yerelden kurtaramayan, klişeler, semboller ile düşünen konuşan kuşakların yerine, hayata, dünyaya, ülkeye daha küresel, daha dünyalı bir pencereden bakan bir dönem ve kuşak geliyor.

Son 30–40 yıldır dünyayı etnik ve dini kimlikler üzerinden tanımlamaya çalışan anlayış, giderek yerini daha dünyalı, daha evrensel bakış ve anlayışa bırakıyor. Üstelik bu dünyalı oluş, başka hiçbir kimliğini yadsımak zorunda kalmayı gerektirmiyor. Bu yeni anlayış şimdiden kendini yerel coğrafyalara sıkıştırmayan, dünyanın hemen her yerinde, benzer olaylar karşısında benzer tepkiler veren, benzer eylemlikleri kendiliğinden oluşturabilecek düzeye gelmiş bulunuyor.

Gündelik kavgalarla, olup bitenle o kadar meşgulüz ki; gözümüz hiçbir şeyi görmüyor. Hükümetin ali cengiz oyunları, eşin dostun yaşattığı hayal kırıklıkları, sevgilin kaprisleri, asılsız suçlamaları; bizi dünyada olup bitenden daha çok meşgul ediyor. Onlara harcadığımız zaman, enerji daha fazla. Başımızı kaldırıp dünyaya bakmaya zaman bulamıyoruz.

Bütün bunları aşıp, dünyaya bakmaya fırsat yarattığımızda, her şey başka gözüküyor. En azından, her şey daha kolay olmasa da umutlu gözüküyor.

Elbet, zor günler yine olacak, ama bu kadar anlamsız bir daha olmayacaklar…

Hasan KAYA
15 Şubat 2014 Cumartesi