Birçok insan tanıyorum Erdoğan’ın yerinde olmak isteyen, onun gibi alkışlanmak, pohpohlanmak isteyen. Ülkenin en göz önünde kişisi olmak, dünyaca bilinmek, birçok olanaktan kendisi ve çevresi için hiçbir zahmet içine girmeden, yarar sağlama olanağına sahip olmak söz konusu olunca, ortalama ahlak sahibi çok kişi tarafından istenmesi çok doğal.
Erdoğan şimdi olduğu yeri büyük olasılıkla, Necmettin Erbakan’ın eteğine tutunmuş Akıncı bir genç olarak düşlemiş dahi değildi. Her nasıl oluyorsa Allah bazen “yürü ya kulum” diyor, sonra tutamıyor.
Nasıl olduğu üzerine düşünmek, görüş belirtmek başı sonu olmayan bir düşüntü (spekülasyon) olacağı için girmeye değmez.
Ama neresinden bakarsanız bakın işi zor. Bu kadar göz önünde olması, bu kadar güçlü bir lider olması işini kolaylaştırmıyor, aksine zorlaştırıyor.
Bu kadar güç, bu kadar büyütülmek/büyümek bazen önünüzde ardınızdaki en sıradan ve en yalın gerçekleri görmenizi engeller, bildiklerimizi yadsımayı getirir. Bu kadar güç, büyüme bir türlü güç körlüğü yaşanmasına neden olur.
Öyle olmasa çok uzağa gitmesine gerek kalmadan Kiev’de (Ukrayna) yaşananları görür, alması gereken dersi hemen çıkarırdı.
Hadi orası olmadı; insan döner Mısır’a, Mübarek’in yaşadıklarına bakar. Bir zat kendisi tarafından suçlanan ve hedef tahtasına konan Suriye Devlet Başkanı Esat’a bakar. Saddam’ı, Kaddafi’yi saymaya gerek var mı?
Birer birer düştü diktatörler, diktatörlükler…
Gelelim, bizden çok iyi bilinen yakın tarihimizden bir örneğe. Aklını, bilgisini zorlamaya gerek kalmadan; Evren Paşayı, 12 Eylülü anımsıyordur. 12 Eylül Faşizminin ülkeyi yönetme biçimini, kendisini ve çetesini korumak için çıkardığı yasaları, yaptığı Anayasayı biliyor.
Üstelik Evren Paşa Çetesinin Anayasaya koydurduğu değiştirilmesi telif dahi edilemez geçici maddeleri kendisi kaldırdı, yargılanmasının önünü açtı. Göstermelikte olsa yargılandı, yargılanıyor. Ama hepsinden önemlisi 12 Eylül rejimi, yasaları, Anayasası Evren Paşayı korumaya yetmedi. Toplum vicdanında yargılandı katil, işkenceci olarak ilan edildi.
Tarihteki yerini eli kanlı bir diktatör olarak alacak.
İktidar olanakları, güç ve yaratığı körlük gerçeğin gün ışığına çıkmasını engelleyemiyor. Çünkü gerçek kötü huyludur er geç, ne yapar eder ortaya çıkmanın yolunu bulur…
Hasan KAYA
21 Şubat 2014 Cuma