.: CHP bize ne önerdiğini biliyor mu?

Yazımızın başlığına hemen bir cevap verecekler arasında, “koskoca parti nasıl bilmez” diyenler olduğu kadar, “yok; bilmiyor” diyenlerde olacaktır.

Bana gelince; yazıya böyle bir başlık seçmiş olmamdan düşüncemi belli etmiş olduğumu düşünüyorum. Ama yine de söyleyeyim, bilmediğini düşünüyorum.

Önce şu saptamayı yapalım. Kim ne derse desin genel kanı, CHP, tamı tamına 92 yıllık cumhuriyetle özdeş kabul ediliyor. Başka bir söylemle; bu, 92 yıllık cumhuriyetin bütün günahlarının CHP’ye yazıldığı anlamına geliyor.

Çok partili döneme (1946) geçişten bu yana CHP’nin tek başına iktidar olmamış olması bu algıyı zere kadar değiştirmiyor. Üstelik, CHP bu algıdan rahatsız değil. Hatta cumhuriyete sahip çıkıyorum adı altında, sahiplendiği bile söylenebilir.

Öncelikle bir haksızlık yapmış olmamak için, şunu söylemeliyim. Bu uzun tarihi dönem içinde olumlu bulduğum atılmış adımlar, uygulamalar da yok değil. Örneğin, kadınlara seçme seçilme hakkının verilmesi, medeni hukuk, laiklik, çok partili hayata geçiş ve hepsinden önemlisi cumhuriyetin kendisi önemli bulduğum adımlardan sadece bir kaçı.

Şimdi gelelim madalyonun diğer yüzüne.

Bu yüzünde, detaylarına girmeyi bir başka yazıya bırakarak kısaca işaret edeceğim, toplumun her kesiminin mağduriyetleri var. Laiklikliği olumlu bulmama rağmen uygulamada yapılan yanlışlar, kimi zaman aşırılığa kaçılması, toplumun özelikle İslami kesimlerini fazlasıyla rahatsız etmiş, mağduriyetler yaratmıştır. Yakın zamanlara kadar, genç kızların başörtülüyle üniversitelere alınmaması başlı başına cumhuriyetin bir eksikliği ve yanlışıdır.

Kürtler cumhuriyetin hep üvey evlatları olarak kabul edilmişlerdir. Bütün cumhuriyet tarihi, inkar ve Kürtlerin asimile edilmesi tarihidir. Baskı altına alınmaya çalışıldığı, katliamların bir biri ardına yaşandığı tarihtir.

Aleviler açısından durum çok farklı değildir. Cumhuriyet tarihi, bir çok Alevi kıyımının yaşandığı tarihtir. Diri diri yakıldığı tarihtir. Daha düne kadar, laik olduğunu söyleyen bir cumhuriyette, dışlanan Aleviler kendilerini ifade etmekten korkuyorlardı.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi her üç darbenin de yaratığı mağdurlar vardır. 1960, 70 ve 12 Eylül 1980 darbeleri toplumun değişik kesimlerini, özelikle solu mağdurlar listesinin en üst sıralarına yazmayı başarmıştır.

Bu gün CHP, AKP’ye karşı çıkarken, cumhuriyetin yaratmış olduğu mağduriyetlerin bir sonucu ile karşı karşıya olduğunun farkında değil. Bu karşı çıkış biçimi, geçmişin bütün olumsuzluklarını olumlayan bir tavır olarak halkta karşılık buluyor ve geçmişin acılarını diri tutuyor, korkutuyor…
CHP,. Cumhuriyetin bütün mirasına sahip çıkarak ve bütün mücadelesini AKP’nin gitmesine indirgeyerek bize ne önerdiğinin farkında değil. CHP, bütün söylemiyle neredeyse bize, AKP öncesine dönmeyi öneriyor. Bu, CHP’nin halktan destek alması mümkün değil.

Kuşkusuz geçmişin toptan ret edilmesi, inkarcılık olacaktır. Ancak bu mağduriyetleri kabul etmesi, belki özür dilemesi gereklidir. Ancak ondan da önemlisi, geçmişin bu mağduriyetlerini bir daha yaratmayacak yeni bir proje ile ortaya çıkmalıdır. Söylemiyle geçmişten, geçmişin uygulamalarından, siyaset yapma biçimlerinden, kesin çizgilerle uzaklığını ortaya koymalı ve Demokratik bir Türkiye hayalini öne çıkarmalıdır.

Bu dili ve programı bulmadıkça/yakalamadıkça CHP’nin halktan destek bulması, iktidar olması mümkün gözükmüyor.

Şimdi tam da bu karanlık günlerde, CHP bunu yapmalı. Zaman geçirmeden, halkın yükselecek tepkisini demokratik bir Türkiye için örgütlemeli. Ancak böyle hem kendini hem de ülkeyi kurtarmak için olumlu ciddi bir adım atmış olur.

Hasan KAYA
12 Kasım 2016 Cumartesi