Çocuklarımıza bırakacağımız miras…

Geçmişteki ölüm oruçlarından biliyoruz; artık o kritik günlerdeyiz. 60. güne doğru ölüm haberleri gelmeye başlayacak.

Evet, engelleyemeyeceğiz ölümleri yine. Çünkü bu ülkenin başbakanı bize yalan söylediği gibi dünyaya da yalan söyleyerek ölüm oruçlarını görmezden geliyor…

Göz göre göre insanlar ölüme giderken hala “ölüm oruçlarına” yatanların kimlikleri ve talepleri üzerinden siyaset yapabiliyor. İnsanı yüz üstü, ölümle burun buruna bırakıp siyasetin o ruhsuz katı sessi ile konuşabiliyoruz.

Üstelik savunmasız ölümle burun buruna olanların cevap verme olanağının olmadığı bilerek, taleplerini çarpıtılarak, üstelik abartıp hiç söz konusu olmayan eklemeler yaparak.

Peki, kim düşünüyor; onları ölümle burun buruna bırakmanın, sesimizin bu kadar kısık, bu kadar cılız çıkması ile ülkenin geleceğine, çocuklarımıza bırakacağımız yeni bir utancın oluşmakta olduğunu

Çocuklarınıza nasıl bir miras bıraktığımızın farkında değiliz…

Ne diyecekler çocuklarımız, torunlarımız. Bizim, bazı tarihler, kıyımlar anımsatıldığında yaptığınız gibi; “kimse benim atalarıma insanlığını susturup, oturup seyrettiler diyemez mi” diyecekler…

Hayır, onlar bizim yaptığımızı yapmasınlar. Hayır, yapmayacaklar, kim ne derse desin inanmak istemiyorum. Onlar bizim kadar kör ve vicdansız olmayacaklar. Üzerinden ne kadar geçmiş olursa olsun, bu ülkenin yaşattığı tüm acıları yüreklerinde duysunlar, bizim beceremediğimizi yapıp, bizim adımıza da özür dilesinler.

Bilerek yazıyorum. Bilerek, bilsinler diye…

12 Eylülde sustuğunuzu çocuklarınız işkencelerden geçirilirken, 17 yaşında bir çocuk asılırken yine susuyordunuz. Bilmezden geldiniz görmezden geldiniz doğan çocuklarınıza, torunlarınıza onların çok sonra utanacakları “Evren” adını verdiniz.

Yeni değil bu suskunuz, ilk hiç değil.

Hasan KAYA