Kolu kırdık yen içinde…
Anımsayalım diye söylüyorum. İstanbul da boğaza karşı oturup höpürdetip içtiğimiz kahvelerin keyfi ile yaptığımız çakıl taşı edebiyatı, bir çocuk şarkısının usumuzdaki ezgisiyle “Orda bir köy var uzakta. Gitmesek de gelmesek de o köy bizimdir” deyip köyü silahlı köy koruyucularına bıraktık. O da yetmedi özel timlere ulayan kurtlara teslim ettik.
Faşizm korkulacak bir sistemdir…
Kaçtır aynı şey oluyor, konuşmanın orasında bırakıp gitmek istiyorum. Hem de ne gitmek, masaları devirip gitmek geliyor içimden…
Bazen yazarken de aynı duygu gelip buluyor...
.: Bozulan büyü…
Bana da olmuştur. Kendimi en güvende duyumsadığım yer odam olur. Çalışma masamdan kalkmak istemem. Kalkınca gideceğim adres bellidir. Yatak odası, sabah yorgun argın çıktığım...
Yaşamak istediklerimiz…
Neler yaşamak istiyor insan, neleri söz edip demek geçiyor içinden. Hiç denemeden, denemeye cesaret edemeden…
Yaşadıklarımız, hayat denen deryada bir damla, yaşamadıklarımızın yanında…
Aklıma her geldiğinde...
Vasil’in duvar ustası…
İçinde oturduğunuz evler, çalıştığınız işyerleri, daireler apartmanlar, sırtınızı verdiğiniz duvar, kapı araları merdiven boşlukları, çatıda kiremitler pencereler olmadan yaşam ne zor olurdu değil mi....
Lal demokrasi…
Üç genç, birinin elinde fotoğraf makinesi, diğer ikisi poz veriyor. Arkalarında deniz, arkalarında mavi, yeşil körfezin serin suları…
Fotoğraf makinesi elinde olan, en güzel pozu...
Katli vacip olanlar…
Sanki ilk kez böylesine bir olay yaşanıyormuş gibi hep beraber şaşırıyoruz. Nasıl olur diye kendi kendimize soruyoruz.
Açık konuşmak gerekirse, bu şaşırmış gibi yapmalar hiç...
Her şey iyi güzel, ama…
GirdiğiMiz her kurumda, kimi son derece şık ama yine de soğuk yüzlü bir makine karşılıyor bizi. Sıra numarası veren bu makineler çoktandır yaşamımızın bir...
Reklamlarda Kadın
Kadınların bir reklâm malzemesi gibi kullanılmaları öteden beri bana hep garip ve anlaşılmaz gelmiştir. Buna birazda tepkili yaklaştığımı da itiraf edeyim. Son model bir...