Yunanistan’dan gelen haberler, sokağın gülen yüzü bizi kendine çekiyor, birlikte seviniyoruz odaya, eve sığamaz oluyoruz televizyon karşısında. Sokağa çıkmak, meydanlara koşmak var içimizde bir yerlerde.

Sonra gidecek hiçbir yeri kalmamış insanların o hüznüyle öylece oturuyoruz, hayır bu oturma değil, değim yerindeyse koltuğa gömülüyor kayboluyoruz.

Hüzünlerin elinden yakamızı kurtardığımız bir ara “bizde neden olmasın” diyoruz.

“İstesek başarabiliriz…” diyoruz.

Şaka, ironi, kinaye yaptığım yok. Son derece ciddi ne dediğini bilir; “Evet, başarabiliriz” diyorum.

Sıkışan insanın irrasyonel düşler kurduğunu, “aç tavuk kendini buğday ambarında görür” alaycılığıyla ifade etmeye çalıştığınızı biliyorum.

“Bu kadar insanı, bu kadar farklılığı bir etmek, birleştirmek mümkün değil” diyerek kadim bir masalı tekrarladığınızı, gözümüzü korkutmaya, umudu elimizden almaya çalıştığınızı da biliyorum.

İnsanın alın terine göz dikmiş bütün sistemler ve onların temsilcileri, insanı bir elde, bir birine eşlenmesi olanaksız beş parmak etmek gibi mübalağalardan hoşlanırlar.

Ancak doğada hiçbir şey anlamsız ve yersiz değildir. Bir elin, yaratan becerisi, kuvveti, işlevsel zenginliği, tam da; o bir birine eşlenmesi olanaksız parmakların eşitsiz birliğinden gelir.

Doğa ve toplumda böyledir.

Eşitsizlik gibi gözüken farklıklar, çoğu zaman toplumun, doğanın bir zenginliğinden başkaca bir anlam ifade etmedikleri gibi, yaşamın asıl kaynağıdırlar.

Aslında lafı bu kadar uzatmaya hiç gerek yok.

“Yunanistan’da oldu, bizde de olur” demeye de hiç gerek yok. “10 kente, 22 fabrikada Metal İşçileri greve gidiyor” dediğimde ne demek istediğimi herkes anlar.

O işçiler arasında her etnik kimlikten, her inançtan her siyasal görüşten insan var. Bir olmak birlik içinde bir dava etrafında birleşmek işçiler, emekçiler için hiç de o kadar zor değil…

Günü, günün zorluklarını aşmak görece güzel günler için; bir grev çadırında, bir meydanda, bir kavgada birleşmek bu kadar kolayken, insanın kendisinin ve doğanın geleceği için iktidarda birleşmesi hiç de zor değildir.

Yeter ki; samimi politikalarla ona açılan kolları görsün, inansın, istesin.

İstersek başarabilir…

Hasan KAYA
29 Ocak 2015 Perşembe