Yeni dönem kendi gazetecilerini, köşe yazarlarını yarattı. İlginçtir bunlar yoktan var edildiler. Bunlar iki günde büyük yazar, gazeteci olup çıktılar.
Yazıya ne kadar emek vermiş, fikri derinliği nedir diye kimse durup düşünmedi. Bir sabah kalktığımızda bunları köşeleri tutar bulduk.
Nagahan Alçı da onlardan biri.
Yeni dönemin bu büyük gazetecisinin, geçen gün CNN Türk de ki programında “Gavat” kelimesinin anlamını bilmediğine tanıklık ettik. Nazlı Ilıcak’tan anlamını öğrendiğinde şaşıran bu büyük gazeteci, utanmadan aynı programda Adana Valisini savunuyordu.
Vali ne demiş, o çok önemli değildi onun için. Başbakanın Valiyi kimseye yedirmeyeceğini söylemiş olması onun için fazlası ile yeterliydi.
Canı gönülden savundu…
Bu hatun kişi, Gezi olayları olduğunda Taksim çevresine dahi uğramamış, uzak durmuştu. Ama şimdi kalkmış Gezi’nin bir Alevi ayaklanması olduğunu söylüyor.
Ne zaman diyor bunu?
TUİK anketi açıklandıktan ve o ankette Gezi olaylarına katılanların yüzde 78’i Alevi olduğu basına sızdırıldıktan sonra.
Dün bir, bugün iki demeden Nagahan Alçı bombayı patlatıyor. “Gezi bir Alevi ayaklanmasıdır” diyor. Yarın öbür gün birkaçı daha yazmaya başlar. Ve tabi ki Akit Gazetesi hiç geri durmayacak. Sonra bu sakız başbakanın ağzına düşer…
* * *
Bu sözlerin, bir araştırmanın sonuçları üzerinden söylenmiş olmasından hareketle, bunu bir araştırmacı gazetecilik başarısı olarak görmek yanlısı olanlara da; birkaç söz söylemek bu noktada farz oluyor.
Araştırmacı gazetecilik özeliği ve zekâsı olan bir gazeteci, yaşanan olaylar kendisine ne kadar uzak olursa olsun orada olmayı, bunun koşulları yoksa yakından izlemeyi dener. Sızıntı haberlere sarılmaz.
Nagahan Alçı evlerinden, iyi dayanmış döşenmiş ofislerinden çıkmadan kendilerine servis edilen, sızdırılan haber, belge ve bilgilerle araştırmacı gazeteci olmuş diğerleri gibi, kendisine servis edilenlerle yetinerek boyundan büyük genellemeler yapıyor. Aradaki tek fark onlar asker postalı parlatırdı, bu ise İtalyan iskarpini cilalıyor.
Siyasal hesaplar, manevralar için gazetecilerin bu ülkede kullanılması, farklı inançların, etnik kimliklerin karşı karşıya getirilmesi yeni değil.
Bu ülkede seçim stratejileri bu türden gazetecilerin oluşturduğu gündemler üzerinden şekillendirildi, darbeler yapıldı, yine ayni gazeteciler marifeti ile birileri hain ilan edildi, birileri kahraman.
Devletin bulaştığı birçok cinayet, kıyım insan hakları ihlali bu tür gazeteciler sayesinde halktan saklandı, hedef saptırıldı.
Şimdi yeni bir seçimin arifesinde, içte ve dışta sıkışmış bir AKP iktidarının seçim stratejisinin, bunca yıl sonra, yeniden mağduriyet üzerine oturtulması için, Gezi’nin bir Alevi ayaklanması olduğunun işe yarayacağı hesapları yapılıyor.
Dışarıda faiz lobisi, içerde solcuların, sosyalistlerin ve sanatçıların yardım ettiği bir Alevi kalkışmasının mağduru, AKP’ye büyük çoğunluk Sünni yurttaşın sandıkta yardım etmesi, sahip çıkmasının hesapları yapılıyor.
Çok değil birkaç gün sonra başbakan bunları diline doladığında o büyük gazetecinin kimin değirmenine su taşıdığını da görmüş olacağız…
Hasan KAYA
29 Kasım 2013 Cuma