.: Geceye söven çocuk
Nasıl anlatılacağımı bulamadım
Akşamın durduğu sessizlik içinde
Masada duran demli çay
İçimde kıvranan hasret türküsü
.: Sesim geçmiyor…
Zor bir yokuşun başında
Eğilmiş soluklanan yalnızlığımdan
Saçlarını tarayan rüzgârlardan
İnadından geçmiyor sesim.
Şarkılara Sustum
Yüreğimin sızısında sakladım seni
Dizlerinde ağladı çocukluğum
Saçının akında vuruldu gençliğim
Gözlerinde yolladım sürgünlere beni
Yıldızları çalınmış bir gecede
karanlığa kurdum salıncakları.
Yalnızlığımı ninnilerle uyuttum,
İş kokan ellerime verdim alnımı
şarkılara sustum.
Şimdi...
Eylül Dokunuşu
Öncesi Ağustos sıcağı,
Eylülden geçmiyor o uzak gökçe mavi
Bildik ev hali,
biraz hüzün, biraz yalnızlık,
.: Çizilmiş gülüş…
Bir yüze ustaca çizilmiş gülüştün
Dünyanın bütün suları dökülürken avuçlarından
İçi ürperen susuz kalmış bir kum tanesinde
Ömrüme karşılıksız yazılmış sevinçtin
Uzak şehirlere bir yol çizdim üşüyen ellerimle...
Bir...
.: Ölümü gezdiriyor hayat
Bir çocuk kederine yenilir gözlerin
Dalar denizi dinlersin
Denizden başka
Uzak bir yalnızlık dinlediğin
.: Seçkin sessizlik
Kavgası vardı şehirle, dik yokuşlarıyla
Aklımdan çıkmayan sıcak gülüşleri
Benim de payımla,
Düştüğü yerden kalkmazdı günlerce
Unutmak, kendini inkardır
Gidemediğin her yerde
Bir ağırlığı vardır aşkın
Biriktirdiği seçkin bir sessizliği
Geceden gün...
Kuşlar su içiyor avuçlarından
Gidince üşüyorum
Bütün vakitler bir birinin aynı
Her şeyi ile bir taşra şehrine benziyorum
Sessiz, biraz da yalnız ve gözden uzak
.: Çaresizlikle sevişiyoruz…
Dağınık zeytin yeşili, arsız dağ çiçeği
Zor büyütülmüş bir düşün altında
Yorgundum uzaklara gülmeye
Güneşe çıktım yürüdüm,