Yaşamak istediklerimiz…
Neler yaşamak istiyor insan, neleri söz edip demek geçiyor içinden. Hiç denemeden, denemeye cesaret edemeden…
Yaşadıklarımız, hayat denen deryada bir damla, yaşamadıklarımızın yanında…
Aklıma her geldiğinde...
Vasil’in duvar ustası…
İçinde oturduğunuz evler, çalıştığınız işyerleri, daireler apartmanlar, sırtınızı verdiğiniz duvar, kapı araları merdiven boşlukları, çatıda kiremitler pencereler olmadan yaşam ne zor olurdu değil mi....
Lal demokrasi…
Üç genç, birinin elinde fotoğraf makinesi, diğer ikisi poz veriyor. Arkalarında deniz, arkalarında mavi, yeşil körfezin serin suları…
Fotoğraf makinesi elinde olan, en güzel pozu...
Katli vacip olanlar…
Sanki ilk kez böylesine bir olay yaşanıyormuş gibi hep beraber şaşırıyoruz. Nasıl olur diye kendi kendimize soruyoruz.
Açık konuşmak gerekirse, bu şaşırmış gibi yapmalar hiç...
Her şey iyi güzel, ama…
GirdiğiMiz her kurumda, kimi son derece şık ama yine de soğuk yüzlü bir makine karşılıyor bizi. Sıra numarası veren bu makineler çoktandır yaşamımızın bir...
Reklamlarda Kadın
Kadınların bir reklâm malzemesi gibi kullanılmaları öteden beri bana hep garip ve anlaşılmaz gelmiştir. Buna birazda tepkili yaklaştığımı da itiraf edeyim. Son model bir...
Bahçemize gül olmak…
Yeni bir yıla girmeye şurada sayılı günler kaldı. Şapkamızı önünüze koyup, bu yıl içinde yaşadıklarımızı düşünmek için son derece uygun bir zaman.
Dünyamızda yaşananlardan söz...
Siz hiç utanmaz mısınız?
Haberleri izliyorum... Uzatılan mikrofona annesinin eteğine sıkıca yapışmış beş yaşında bir kız çocuğu utanarak “Bilmiyorum” diye kısa bir yanıt veriyor, kazağını çekiştiriyor.
Soru neydi onu...
Türkiye bölündü…
Yazının başlığını okuyanların çok büyük bir çoğunluğu, hiç düşünmeden “Hadi canım” diyebilir.
“Yıkılmadık ayaktayız” diyerek arabesk takılanlar dahi olduğundan nedense eminim...
Hiç şaşırmıyorum bunlara...
Haritalara bakmanın, sembollerle...