.: PKK’nin elindeki silahlar, Suriye’ye girmenin engeli…

Türkiye, Suriye’ye girer diye telaşlanan yan masadakileri yatıştırmak için, “Korkmayın girmez…” demek içimden geçtiği halde müdahale etmedim. Onlar arlarında, bir süre daha hararetle tartışmaya devam ettiler, kendilerince önemli buldukları bütün olasılıkları masaya yatırdılar, ölçtüler biçtiler.

Sonuç değişmedi…

Savaşa girilecek… bu ihtimali kuvvetlendiren birincil neden, çılgın projeleri sevdiğiyle ünlenmiş bir Cumhurbaşkanımızın olması.

Ben kendi payıma Türkiye’nin savaşa girmesini şimdilik imkansız değilse de, imkansıza yakın bir olasılık olarak görüyorum.

Neden?

Birincisi: uluslararası konjonktür, bu az önce yan masada enine boyuna tartışıldı. Ortak görüş, önemli bir engel, ama aşılmaz değil. Çünkü konjonktür hızla değişebilir. Bir de çılgınlıkları seven bir Cumhurbaşkanın olması yan masada da önemli etmenler arasında sayılmıştı.

Bunlara kısmen katılıyorum, itirazım yok.

İkinci ve benim önemli bulduğum, ama yan masada hiç sözü edilmeyen, PKK’nin henüz silahsızlandırılmamış olması. Barış süreci aslında PKK’nin silahsızlandırılması üzerine bina edilmişti.

Bu gerçekleşmedi.

Barış Sürecinin tarihini nereden başlatırsanız başlatın son raundu, Suriye meselesi gündeme gelmesiyle gündemimize girdi.

Bu, barış sürecinin esas itibarıyla, Türkiye’nin Suriye politikasında elini güçlendirmek için, bir taktik hamle olarak görmek gerektiği, anlamına geliyordu.

Anımsanacağı gibi, barış sürecinin ana eksenini, PKK‘nın silahsızlandırılması oluşturdu, “Silahları bırakıp gitsinler” söylemi ile özetlen bu süreçte ciddi hiçbir adım atılmadı. Seçimlerden hemen önceki dönemde, Türkiye’nin Suriye’ye müdahale ihtimalinin zayıflamasıyla, Kürt Meselesinden, “Kürtlerin sorunlarına” hızla gelindi, barış süreci de hızla gündemimizden çıkmaya başladı, ya da çıkarılmak istendi.

Sınırda askeri hazırlıklar bu aşamada hiçbir şey ifade etmiyor. Bu siyasettin elini güçlendirme hamlesi olarak değerlendirilebilecek, güç gösterime denemesinden başka bir anlama gelmiyor.

Türkiye’nin Suriye’ye girmesi halinde, özelikle, Kürt bölgelerine yönelecek bir hareketlikte, PKK’nin seyirci kalmayacağını tahmin etmek zor değil. Kandil’den yapılan açıklamalar da bunu doğrular nitelikte.

Tarihte başka bir örneği var mıdır bilmiyorum, belki de ilk kez; savaşmak için silahlanmış bir örgütün elinden bırakmadığı silahlar, bir başka savaşın engeli oluyor.

Hasan KAYA
3 Temmuz 2015 Cuma