.: 12 Eylül devam ediyor

Can Dündar, Milliyet Gazetesindeki köşesinde “Evren’leşme” başlığı ile güzel bir yazıya imza atmış.

Yazısında bir zamanlar Evren’in vermiş olduğu demeçlerle, Tayyip Erdoğan’ın aynı konulardaki açıklamalarının örtüştüğünü gösterip sormuş; “Sizce 12 Eylül biti mi, sürüyor mu? Yargılanıyor mu, tekrarlanıyor mu? Evrenselleşiyor muyuz, Evren’leşiyor muyuz?” (Milliyet Gazetesi, 11.08.2012)

Yazıyı okuyup sonuna varan okur; “Bunlar aynı yumurta ikizi” diye düşünürse haksız sayılmaz. Açık söylemek gerekirse yazı bu noktada fazlası ile amacına ulaşmış görünüyor.

Ancak Evren’leşmeyi Tayyip Erdoğan ile sınırlı görmek yanlış olur.

Toplumun çok değişik kesimlerine nüfus etmiş olan 12 Eylül ve Evren’leşme hayatın her alanında karşımıza çıkıyor.

Bu durumda hala 12 Eylülün yargılanmasından söz edenlere, yargılanın sadece (hayata kalmış) iki general olduğunu, o da; darbe yapma suçundan göstermelik yargılandıklarını anımsatalım.

Elbette bu da bir şeydir.

Ancak bunu 12 Eylülün yargılanması olarak sunmak yanlış olur.

Çünkü 12 Eylül darbe ile sınırlı kalmamıştır.

O çoğu zaman sözü edildiği gibi, yüz binlerce gencin sorgusuz sualsiz hapis yatması, işkenceden geçirilmesi, yolsuzluklar ve kurulan darağaçları değildir.

O, bütün bunlar ve bunlar üzerinden hedeflenen bir toplum mühendisliğidir.

12 Eylül, toplumun giderek daha dindarlaşmasını hedeflemiş, dindar nesiller yetiştirmek amacıyla “Zorunlu Din Derslerini” okul müfredatına koydurmuştur.

12 Eylül, en belirgin olarak kendini koyu bir milliyetçilik ve Kürt düşmanlığı olarak sürdürmektedir.

O en büyük zararı dilinden düşürmediği Kemalizm’e vermiştir.

Her fırsatta Atatürkçü olduğunu söyleyen cuntacıların yenden şekillendirdikleri Atatürkçülüğü; bu günlerde sürekli karşımızda buluyoruz.

O daha dindar, dinle barışık, ellerini açmış dua eden Atatürk fotoğraflarında ifadesini bulan Atatürkçülüktür.

Son derece dindar ve daha milliyetçi olan bu Atatürkçülük, M. Kemal’in kendini tanımladığı biçimi ile bile artık devrimci değildir.

Bu gün kendilerine Atatürkçüyüm diyenlerin özünde Evren’leştiklerini söylemek hiç de yanlış olmaz…

12 Eylül sağ ve sol kavramlarının içeriğini boşaltarak aradaki tüm farklılıkları silikleştirmiştir. Bu aynılaştırma bir ölçüde solun ve daha çok da sosyal demokrasinin kendini tanımlamada zorluklar yaşanmasına neden olmuştur.

Özünde sağ siyasetin kavramları olan ulusalcılık, milliyetçilik ve din gibi kavramlarla konuşmak zorunda bırakılan Evren’leşmiş sosyal demokrat kişi ve partiler siyasi yelpazede almaları gereken yerleri bir türlü bulamamışlardır.

Evrensel değerler üzerinden konuşmaktan özenle kaçan Evren’leşmiş sosyal demokrasi sağın söylediğini tekrarlayan olarak siyasetin tıkanan kanallarını açmaktan son derece uzaktır.

12 Eylül yoğun baskılar ve işkencelerle, özel hayatların gizliğine, mahrumiyetine açıktan saldırmıştır. Liberal ekonomi adı altında, rüşvet ve yolsuzluğun kabul edilebilir bir hal almasına hizmet etmiştir. “Bırakın yapsınlar“dan “Çalıyorlar ama iş yapıyorlar“a geldiğimiz bir toplum mühendisliği yapmıştır.

12 Eylül, bireysel ve örgütsel gizliklerin olmayacağını dayatarak her şeyin alenen yaşanmasını gündelik hayatın ve siyasetin bir kuralı haline getirmiştir…

Hasan KAYA

12 Eylül 2012 Çarşamba