.: AKP, CHP Koalisyonu…

Boğucu sıcakların ardından, ülkenin bazı bölgeleri sağanak yağışlarla serinleyecek diye beklerken gelen haberler olduğundan sıcak yaptı ülke gündemini.

Oysa haber kanalları gün boyu, Kılıçdaroğlu ile Davutoğlu’nun görüşmesinden nasıl bir sonuç çıkacağı tartışmasına yer vermeyi planlıyordu. Ancak istedikleri olmadı, haberler bir biri ardına gelmeye başladı.

İstinye’den hala sol olarak tanımlanan bir örgüt ABD Büyükelçiliğine saldırdı, hemen ardından Sultanbeyli’de İslamcı bir örgüt koyduğu bombaya, müdahale etmek isteyen polislere uzun namlulu silahlarla ataş açarak bir polisin yaşamını yitirmesine neden oldu.

Güneydoğu’dan gelen haberler, uzaktan komanda ile patlatılan mayınla, dört özel hareketçi polis, roketli saldırıyla, terhis olmuş baba ocağına dönmeye hazırlanan bir asker yaşamını yitirdi.

Hepsi bir arada, ilk aklıma gelen derin devletin 10 Ağustos 2015 günü yoğun mesai günü ilan etmiş olduğu, akşamında koalisyon görüşmelerinin olumlu sonuçlanacağı oldu.

Biraz daha açık söyleyeyim; gün içinde yaşanan bütün terör olaylarının, akşam yapılacak olan koalisyon görüşmelerinden olumlu sonuç çıkması için yapıldığını düşündüm. AKP kontrollü başlatmayı planladığı teröre böylece bir nokta koymak istiyor. Bu planın tutmadığı, anketlerden istenen sonuçların çıkmadığı anlamına da geliyor. Onca erken/tekrar seçimi zorladıktan sonra, bu yoldan çark etmenin bir bahanesi yaratılmak istendi. Bu eylemlerin verdiği mesaj, ülkenin acilen bir hükümete kavuşturulması, istikrarsızlığın sonlandırılmasıdır. Diğer yandan, MHP’ye daha yakın olan, AKP tabanını, CHP ile bir koalisyona ikna etmenin aracı olarak da kullanılmasıdır.

“Yok daha neler” diyenler olabileceğini biliyorum. Rahatlıkla komplo teorisi denebilecek bir görüşü ortaya atığımın farkındayım. Ama bu ülkede, benzer olaylarla gündem belirlendiğini, iç ve dış siyasete bu türden olaylarla yön verildiği, verilmek istendiği biliniyor. Dahası, 12 Eylül faşist darbesi bu türden olaylar örgüsüyle hazırlanmadı mı?

Sivas, Maraş, Çorum ve bir daha Sivas ve en son Suruç katliamları ve buna benzer bir çok kanlı olay, devletin derinliklerinde izini süremediğimiz güçlerin yoğun mesaisiyle geçekleşmedi mi?

O birilerinin yücelterek, göklere çıkardığı, kutsadığı, bu devlete güvenmemiz için hiçbir neden yok. TIR’lar dolusu silahı, komşu bir ülkedeki kanlı terör örgütlerine gönderen bir devletin, burada, Türkiye’de insan hayatını önemsediğini düşünmek saflıktan öte aptallık olur.

Suriye’den dört füze atmayı rahatlıkla söyleyebilen, bu devlet, bu devletin Milli İstihbaratı değil miydi? Bu devlet değil miydi, gençleri için darağaçları kuran, işkenceler yapan.

Yıllardır ülke gündemini anket sonuçlarıyla belirleyen, yöneten AKP bir daha o anket sonuçlarına bakarak erken/tekrar seçimi riskli buluyor, elini çekmekten yana. Bu koalisyonun kurulmamasının engeli olacaksa CHP olsun istiyor. CHP’yi kaçamayacağı bir sorumluğun altına sokmak için de terör olayları bir süre daha devam ettirilerek. CHP, koalisyon görüşmelerinde, Erdoğan’ın saltanatını yıkmayı hedefleyen çıkışlar yapması, sınırlamalar istemesinden çok, Erdoğan’ın iktidarını bir koalisyon hükümetiyle paylaşmak isteyip istemeyeceği belirleyecek.

Erdoğan iktidarı bir koalisyon hükümetiyle paylaşmaya yanaşırsa, bu hükümet kurulabilir.

Bize de, bu durumda vatan, millete hayırlı olsun demek düşer…

Hasan KAYA
11 Ağustos 2015 Salı