Yağmurlarla dans…

Geceye hazırlanıyor sokaklar. El ayak çekiliyor. Birazdan sokak köpeklerine ve kedilere kalacak meydan. Sonra, bir iki sarhoş sallanarak çıkacak meyhanelerden, evin yolunu arayacak…

Gecenin koynuna uzanan uzun kederli bir sessizlik duruyor sokak lambasının altında…

Rüzgâr, denizden biraz tuz, biraz yosun kokusu taşıyarak sıcağı aralıyor, gidip sokak lambasına, yol boyu sıralı ağaçlara tutunuyor.

Denize pareler, trafiğe kapalı yoldan eve doğru, yorgun, bezgin küçük adımlarla yürüyorum. Aklımda birbiriyle yarışan sorular. Geride bıraktığım sen, barlar sokağından yükselen müzik sesi, denizin serin suları üzerine serili ayın ışıltısına değiyor.

Bir ara durup denize taş atmak geldi içimden. Vazgeçtim. Nedense, son günlerde her şeyden çabuk vazgeçiyorum. Bir yerde olmak, uzun kalmak istemiyorum. Yürümek, hep başka başka yerlerde, hep başka başka insanlarla birlikte olmak istiyorum. Bir süredir, sanki az sonra bir yere kapatılacağım duygusu, bir daha denizi, dağları, gökyüzünü, gelip geçen yağmur bulutlarını göremeyeceğim telaşı kıvranıyor içimde.

Artık bir karar vermek zorundaydım. Kargaları güldürecek, kederli bir akşamın yaratığı, o son mağduru oynayarak açtırılan hiçbir kapının ardında insanın başı dik durmazdı. Sürdürmüyorum, çabuk vazgeçiyorum, son mağduru oynamayı.

Yeni bir yola çıkmadan önce, en ağır olanlardan başlayarak, bütün yenilgileri kabul etmek gerekiyordu. Ancak böyle insan gelecek sağanak yağmurlarda ıslanmaktan korkmazdı. Kollarını iki yana açar, yağmurlarla dans edebilirdi.

Bildik bir kuraldır, düştüğü yerden kalkar insan, yenilgilerden korkmadan çıktığı yolda sona ulaşılmasa da, mesafe alırdı.

Gecenin serinliği yüzümü avuçlarına aldığında hızlandığımı, kasabayı geride bıraktığımı fark ettim. Durdum bir an, geceye açtığım yaralarıma baktım. Kanamıyordu hiçbiri. Geride, yaşanmışlıkları bazen gülümseterek, bazen içten içe bir sızlyla anımsatan yara izleri kalmıştı.

Yeniden yürümeye başladığımda, havlayarak üzerime gelen sokak köpeklerine aldırmayınca bıraktılar, geri çekildiler. Yol giderek daralıp inceldiğinde eve yakındım. Az sonra, bahçe kapısına vardığımda başımı kaldırıp gökyüzüne baktım, yağacak yağmurlarda ıslanmaya hazır…

Hasan KAYA
21 Mayıs 2020 Perşembe