.: Bir ölümden diğerine…

Bulgaristan dönüşü, sabah erkenden Kapıkule de inip Edirne Otogarına geçiyoruz. Sabah 07.00 kapalı, hiçbir yere gitmek mümkün değil. Otogarda yalnız değiliz, çok sayıda gençle karşılaşıyoruz. Otogarın soğuk beton zeminine serdikleri kartonlar üzerinde uzanmış ince battaniye ve ceketleriyle uyumaya çalışıyorlar. Esmer tenlerinde, yorgun üzgün bir sessizlikte saklı acı susuyor. Uyanık olanların kendi aralarında konuşmalarından, konuştukları dilden nereden gelmiş olduklarını tahmin etmeye çalışıyorum.

Sabah 06.00 da kafeteryalar açılmaya başlayınca, uyanma saati de geliyor. Sıcak çay ve simit kahvaltı yapıyoruz. Hararetli konuşmalarına kulak misafiri oluyorum, göz göze geliyoruz, konuşmayı başlatıyorum, merakıma yenilerek.

“Nereden?”

Anlaşılmadığımı gözlerinden okuyorum. Ülke adları sayıyorum, “Irak, Rojava, İran, Suriye” diyorum.

Yandaki masada, Irak Kürdistan’ından, Rojava’dan gelenler var. İyi Türkçe bilenler öne çıkıyor, bana yakın duruyor. Öbür masada daha esmer olanlar, kara gözlerini bana dikmiş, Nepal diyor, Afganistan diyor.

Çay söylüyorum, sohbet ısınıyor, masalarına davet ediyorlar. Bulgaristan’dan geri Türkiye’ye verilmişler, dövüldüğünü söyleyen kaval kemiğine yediği tekmenin izini gösteriyor paçasını yukarı sıvayan Afgan. Bakılmayacak kadar kötü, büyük bir yara izi öylece açık yürek burkuyor. Büyük çoğunluğu erkeklerden oluşan bu göçmenler arasında iki genç kız var.

Konuşmalarına, davranışlarına bakarak eğitimli olduklarına karar veriyorum. En azından bizdeki lise düzeyinde eğitim görmüş olmalıydılar. Yorgun, uykulu gözlerinde adını koyamadığım bir ışık ve kendine güven var. Nereye gitmek istediklerini soruyorum, çoğunluk Almanya diyor, İsveç diyenler var. Anlaşılan Bulgaristan son durak değil. Çoğunun bu ilk denemesi değil. İkinci, üçüncü denemesi çoğunun…

Şimdi ne yapacaklarını soruyorum. Omuzlarını kaldırıp indiriyorlar.

Bilmiyorlar.

Onlar söylemeseler de, anlıyorum ki; bir daha deneyeceklerdi. Başka bir yol, başka bir güzergâh bulup yeniden ölüme yolculuk yapacaklardı.

Hasan KAYA
27 Nisan 2015 Pazartesi