.: İnsanın doğası…

1kkkkkBütün diktatörler edilgen, susan bir toplum ister. Kimse konuşmayacak, okumayacak yazmayacak, ona gözünün üstünde kaşın var demeyecek…

Üç kişi bir araya gelmeyecek, örgütlenmeyecek, muhalefet etmeyecek. Onun sevmediği, kendinden görmediği, dini ve etnik kimliklerin hepsi “ucubeleri” ile ötekileştirir ve tehdit altında tutulur…

Herkes başını eğecek, herkes susacak ve o bildiğini okuyacak. Olurda bir köşe yazarı, bir yurttaş bir şeyler dedi veya demek istedi. Diktatör kürsüye çıkar eser gürler, elinin altındaki devlet gücünü kullanır.

Adamlarını salar sokağa, kulağı her yerde, gözü her yerde olur, korku kol gezer…

Polis, asker, yargı, onun elinin altında, adaletin terazisi elinde hep ona tartar.

Canından, özgürlüğünden olmazsa şükreden gazeteci işten atılır, yurttaş anasını alır gider, meydan ona kalır.

Peki, nereye kadar?

Her şey bir yere kadar.

İnsan doğası gereği sanıldığı gibi itaatkâr değil, isyankârdır. Öyle her zaman başını önüne eğen olmaz. Kaldırıp güne güneşe, gecenin sultanı aya, yıldızlara da bakar.

Uzaklara özenir, uzaklarda yaşananları arzular. Başka hayatların güzelini yaşmak ister.

Bu yüzden itaat etmek değil itaat etmeme, başkaldırı insanın doğasına daha uygundur.

Bir İbrani efsanesi olan yaradılış öyküsü bunun en güzel örneğidir. Din kitapların hepsinde ortak anlatımla tekrarlanır. İnsanın cennetten kovuluşu ile başlayan var oluşu, yeryüzüne inişi, itaat etmeme sonucu gerçekleşir.

İnsanın tanrının cennetindeki tutsaklığı itaatsizlikle son bulur, özgürlüğü ile tanıştırır onu…

Diktatörlerin hepsi, din kitaplarında (küçük farklılıklarla) ortak olan yaradılış öyküsünü ezbere bilirler. Çünkü hepsi dindardır, ya da dindar gözükürler. Dindar nesiller yetiştirmek isteyen diktatörlerin elinde; din halkın afyonudur…

Halkı afyonlayanlar kendilerini de iktidarın zehri ile zehirler kör ederler…

İnsanın, parmağım kör gözüne gerçeğini görmez, göremezler…

Tanrının koyduğu yasağa aldırmayan, (itaat etmeyen) yasak meyveye uzanan insan, günü geldiğinde diktatörün koyduğu yasağa, verdiği gözdağına hiç aldırmaz.

Ayağa kalkar, bedelini öder özgürlüğüne koşar.

Hasan KAYA

16 Ağustos 2012 Perşembe