.: Karşı Devrimci Serçeler

Bahçeye inen serçeleri izliyorum. Hep sürü halinde geliyorlar. Önce biri geliyor sonra hepsi birden iniyor bahçeye. Sonra birlikte gidiyorlar. Ve öyle ani oluyor ki bu, küçük kanatların birleşen sesi bahçeyi dolduruyor. Hep gelmeleri ile gitmeleri bir oluyor. Gelir gelmez telaş içinde oradan oraya sıçrıyor, çimenler arasında yiyebilecek bir şeyler arıyorlar.

Buluyorlar da…

Mao’nun, milyonlarca, serçe öldürttüğünü biliyor muydun? “Yiyeceğimize ortak oluyorlar, ektiğimizi çalıyorlar” diyerek halkı seferber ederek serçe avına çıkardığını, milyonlarca milyonlarcasını öldürttüğünü, ama yine de açlıktan halkını kurtaramadığını biliyor muydun?

İnsanın aklı almıyor değil mi?

Gözümüzde büyüttüğümüzden, aklımız almıyor, şaşırıyoruz, inanmak istemiyoruz. Ama ne yazık ki; gerçek bu… o büyük devrimci, büyük önderin, serçeleri “karşı devrimci” ilan etmesi doğru.

Milyonlarca serçe, vuruldu, teneke çalarak yapılan gürültüyle, saatlerce havda tutuldu, yorgunluktan düşürülüp öldürüldü, ama o yıl, beklenenden de kötü mahsul alındı. Kıtlık kapıya dayandığında, serçelerin ekinlere zarar veren böcekleri yiyerek beslendiği de, acı bir deneyimle öğrenildi.

Her savaşta olduğu gibi, Mao’nun, serçelere açtığı savaşın da kazananı olmadı.

Şimdi ne zaman, yerden bir şeyler alıp sağa sola telaşla bakınan serçeleri izlesem, bu da aklıma gelir, gülümserim…
Serçelerin küçük olmanın korkusu ve telaşını yaşadığını, bu yüzden gelmeleriyle uçup gitmeleri bir olduğunu düşünmüşümdür.

İnsan da öyledir biraz, küçüldükçe korkar, korktukça küçülür.

Hasan KAYA
24 Şubat 2015 Salı