.: Milletin efendisi kurnazlar…

Köylü olmak ayıp değildir. Köylü belki dendiği gibi “Milletin efendisi” değildir ama tarihin bir evresinin kaçınılmaz toplumsal katmanıdır. Kendi içinde ve doğal çevresinde davranış biçimleri pek göze çarpmaz. Kırın doğal yapısı içinde dengede ve kabul edilebilir davranışları çözülme aşamasında sırıtır, göze batar.

Şehirde köylü olmak zordur. Şehirli olduğunu sanarak köylü kalmak belki en zorudur. Çünkü bu durumun farkına varmak gelişmiş bir “farkındalık” ister.

Batılaşmayı kılık kıyafete indirgemiş bir toplum olmak, köylülükten şehirli olmaya geçişi de kılık kıyafete indirgeme kolaylığı vermiştir bize.

Şehirli köylülerin kurnazı yaman olur. Yaka silktirir adama, el aman ettirir. Ama yine de bir anda hayretler içinde bırakır sizi ve hayranlıkla izler, gülersiniz yapılan kurnazlığa. Çünkü bu kurnazlığının nahiv bir yanı vardır, kızamazsınız ona. Gözünüzün önünden eşeğinizi “yürütür” görmediniz sanır. Ve o her kurnazlık girişiminde nedense “Midyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olur.”

Bu kurnazlığının sevimliliği ve bazen yalana başvurmasına bile kızmamamızın altında yatan gerçek, kendisini kandırdığı gibi herkesi kandıracağına inanmanın saflığıdır.

O tek ayaküstü döner, dönerken bile yalan söyleme becerisi gösterir. Sevinçleri gibi başarıları da anlıktır. Şişirilmiş balonları sever, rengârenk balonların büyüsüne kaptırır kendisini. Kalıcı işler yapmak ve yarına dönük düşünmek pek becerebildiği bir iş değildir. Günü birlik yaşamayı sever ve anlık başarıları sevdiği gibi, anlık küçük kazanımlarla yetinir…

Az gider, uz gider, döner arkasına bakar, bir arpa boyu yol aldığını görür. Yaşanandan ders çıkarmak şehirli köylünün pek becerdiği iş değildir. Düşer kalkar, üstünün tozunu silkmeden yola devam eder.

Hırsıza küfür etmesi ile “helal olsun ulan” desteği ardı ardına gelir. Bolca toplumsal kurtuluştan söz eder ama onun esas olarak kurtarmak istediği kendi gemisidir. Başarının sırrını “Durum yaratmak” sanır ve bunun bir oldu-bittiye getirmek olduğunu anlamadınız sanır. Her durumda bir “B” planına sahip olmanın gerekliliğinden söz eder ama gerçekte ise onun bir “A” planı bile yoktur.

Başkalarından aşırılmış düşünceler ve söylemlerle konuşur, önünüze kelime salatası koyar buyurun der.

Şehirli, kravatlı köylü olmak zordur. En zoru ise böyle bir köylü ile muhatap olmaktır. Kimseye tavsiye edilmez. Aman ha dikkat…

Hasan KAYA