1İnanın, gündelik politikanın dışında bir şeyler yazmak istiyorum. Başbakan ne demiş, kime sataşmış, kimi fırçalamış hiç umurumda değil.

Başbakanın; “gençlik dindar olmazsa tinerci, büyüklerine isyankâr bir nesil olur” öngörüsüne, nasıl bir mantık veya mantıksızlıkla vardığını tartışmak da içimden gelmiyor…

Neresinden tutarsanız tutun, elinizde kalacak bu mantık fukaralığı, aslında gençleri dindar yapmaktan çok, kendi denetiminde tutacak, kuşaklar yetiştirme kaygısının ifadesi…

Son günlerde; daha düne kadar, başbakanı her koşulda, herkese karşı savunanların yaşadığı hayal kırklığına, herkes gibi “canları cehenneme” diyip ben de gülüp geçmek istiyorum.

Ama saklayacak değilim, bu durumu; son derece eğlenceli buluyorum. Diğer yanı ile de, son derece acıklı…

Koca adamların düştüğü şu duruma bakın…

Birkaç gündür her nedense işin bu kadarla kalacağına inanmıyorum.

Belki biraz hınzırca bulacaksınız; “Bu daha bir şey değil…” diyip bundan daha eğlenceli, daha da acı sonuçları olan bir duraksamaya varmasını bekliyorum.

Ne mi olabilir daha?

Olsun istediğimden değil, ama sanırım başbakanı en çok savunanlar bir gün; demir parmaklıklar ardından seslenecek, mahkemede hâkimleri, iddia makamının ileri sürüldüğü gibi adı geçen terör örgütü ile hiçbir ilişkilerinin olmadığına, bir zamanlar başbakanı en çok kendilerinin savunduğuna ikna etmeye çalışacaklar…

Sonra içlerinden bazıları çıkıp ne kadar dini bütün, Müslüman olduğunu söylerse ona da şaşırmayacağız…

Hata içlerinden kimileri, düşüncemiz iktidarda biz içerdeyiz der mi bilmiyorum…

Hiç kuşkunuz olmasın, o gün; düşünce özgürlüğü adına onları savunmakta bize düşecek…

Ama bu, içine düştükleri durumun acıklı ve son derece de eğlenceli olduğunu yok saymaya yetmeyecek…

Hani şu “trajik-komik” dedikleri durum; işte böyle bir şey oluyor…

Hasan KAYA

06 Şubat 2012 Pazartesi