.: Yaşayarak öğreneceğim…

İçindeki sesi bastırmaya çalıştıkça o daha yüksek sesle; “Sonunda başardınız” diye isyan ediyordu. Yüzünü denize, dağların yeşiline çevirdi olmadı, zakkumları budadı ardından gülleri… açan...

Gülmeyi bilmek…

Susmayı biliyordu. Az konuşur daha çok dinlerdi. Uzun sessiz dalıp gitmesi çoktu. Ama en çok gülmeyi biliyordu. Gülmek deyip geçmeyin, herkes gülmesini bilmez. Gülmek,...

.: Değmiyor….

Oturduğum yerden dalında sarkan üzümlere bakıyorum. İçimden kaçtır kalkıp gidip birkaç tane koparıp ağzıma atmak geçiyor. Her seferinde erteliyorum. “Ne kadarda tembelim” demeye dilim...

.: Kendime anlatıyorum…

Garip belki, ama bazen kendimi dahi anlamıyorum. İnsan en çok kendini anlamıyor. En çok kendini bilmiyor. O her şeyi bilenler var ya; en çok kendini bilmeyenler…

.: İçimizdeki şarkı…

Hepimizin içinde bir şarkı vardır. Ve bu şarkının sözleri hiç bir zaman olmaz. Biz sözleri anımsamaya çalıştıkça, hiç bir söz aklımıza gelmez. İnleyen çalgılardan iç...

.: Nar çiçeği rengi bir sabah…

Kurumuş vişne ağacının dallarında kuş sesi, bir durup bir esen rüzgâr, yeşil mavi uzak dallarımda narçiçeği rengi, bir sabaha uyandım. Bir güzel kahvaltı ettim, gittim...

.: İçimdeki zehir…

Sizi bilmem; ama benim kafam fena halde karışıyor. Kimseyi anlamıyorum. Herkes beni şaşırtmak, kafamı karıştırmak için sanki kendince nedenini bilmediğim bir yarış içinde. Öyle ki;...

Duymasam da olur dediklerimiz…

Geçecektim, uzaktan gördü, kapının önüne çıkıp ellerini beline koyup beklemeye başladı. İyice yaklaştığımda gülümseyerek yana çekilerek, “Gelsene” dedi. Geçip gitmek artık imkansızdı. Tokalaşırken anlık durma...

Çok Okunanlar