Sultanahmet Meydanı’nda Karanlığın Aydınlığı: İktidarın Çöküşü ve Halkın Direnişi

Bir iktidarın çöküşü, bazen bir ışığın sönmesinde görünür hale gelir. Bazen de bir ışığın söndürülmek istenmesi, o çöküşün en net fotoğrafına dönüşür. Sultanahmet Meydanı, yalnızca...

Tohum…

“Yenilmişiz” dedi yüzünden düşen bin parça. Bıraksam uzun, bitimsiz artık bıkkınlık veren; 12 Eylül ve sonrasından söz edecek. Hiç de uzak bir ihtimal değil...

.: Dilek ağacı…

O yıllarda modaydı. Okul bitti bitecek, herkesin elinde bir defter. Sevdiğine, sevmediğine uzatıp, hatıra kalması için bir şeyler yazmasını isterdi. Aklına bir şey gelmeyen işin...

Karıncalara su veriyorum

Sabahın hangi vakti, günlerden hangisi, biraz yorgun, sessiz oturdum düşünüyorum. İş çıkışı yollara düşen telaşım, önce sen geçtin, ardından ben. Sonra anılar ve mor...

Umuda gülümsemeler…

Denize karşı oturmuş kahvemi yudumluyorum. Gelen geçende gözüm. Koşan bir çocuk dinlemiyor annesinin “dur” demelerini… Kalabalığa karışıyor, yolunu kesiyor gelip gidenin. Koşup yakalamaktan başka...

Sende Çıplak

Kimim ben” diye çok sordum kendime “Neyin, nesisin, ne olmak istiyorsun.” diyip çok uğraştım kendimle. Yüreğimi, usumu sorguladım. Bir şey olmak istediğim yok. Bir baltaya...

.: Gittinse gelme…

Sabırsız, tez canlı, hep çabuk kızan biri oldum. Önünü ardını çok düşünmeden; kırdım döktüm. Üzdüm, üzüldüm, çektim gittim… Söylemeye dahi gerek yok, hataydı elbet. Bunu en...

.: Yalnızlığıma gidiyorum…

“Sus be adam” dedim “Sabret, her aklına geleni demek zorunda değilsin.” Bazen kırıp döktüm, yıkıp yerle bir ettim. Gördüğümü, bildiğimi ve ne düşünmüşsem hepsini...

Gülmeyi bilmek…

Susmayı biliyordu. Az konuşur daha çok dinlerdi. Uzun sessiz dalıp gitmesi çoktu. Ama en çok gülmeyi biliyordu. Gülmek deyip geçmeyin, herkes gülmesini bilmez. Gülmek,...

Mayıs…

Mayıs, umudumun yeşil dalıdır. Mayıs, adını koyamadığım hüzünlerimin sebebidir. Yollara düşer bir yanım, bir yanım kırlara koşar. Caddelerden, meydanlardan kol kola türküler geçen 1977, 1 Mayıs...

Yeni İçerikler