Hasan KAYA

Bazen düşünüyorum. Platon’un mağarası bugün karşımıza çıksa, zincirlenmiş insanlar taş duvara değil, ekranlarına mı bakardı? O zaman gölgeydi, şimdi görüntü. Akan haberler, akışın hiç...

Bir zamanlar “devlet adamı” denilen bir figür vardı. Halkın önüne çıktığında, sözleri yalnızca kişisel hırsların ya da sermayenin çıkarlarının değil, bir bütünün, bir kamusal...

Sermaye yalnızca bir birikim biçimi değil, aynı zamanda sinsi bir zehirdir: görünmez, kokusuz, ama her yere sızan; değdiği yerde ortak yaşamın nefesini çalan. Bazen...

Bir miras, yalnızca malların, paraların, evlerin ya da borçların ardında bıraktığı bir zincir değildir. Asıl miras, insanın içini saran görünmez yüklerden, geceleri uykusunu delen...

Sessizlik  Hasan Kaya’nın son kitabı “Sessizlik”, yalnızca bir edebiyat yapıtı değil, aynı zamanda çağın gürültüsüne, bastırılmış hafızalara ve görünmez acılara karşı yazılmış güçlü bir tanıklık. Kaya,...

Bir çocuğun adını suçla anmak… Bir çocuğun yüzünü karartılmış bir fotoğraf karesi gibi topluma sunmak… Bu, aslında o çocuğun değil, o toplumu biçimlendiren düzenin...

Her kelime, kendi içinde bir yön, bir sınır ve bir alan taşır. Bu alan, kimi zaman görünmez bir sınır gibi, düşüncenin hareket alanını kısıtlar;...

Siyaset yalnızca seçim kazanmak, kanun yapmak veya miting düzenlemek değildir; onun en derin ve kalıcı cephesi insan zihninde yürütülür. Bu cephede savaşın silahları toplar...

Bazen bir ülkenin siyasal iklimini anlamak için parlamento kürsülerine, seçim meydanlarına ya da gazetelerin manşetlerine bakmak yetmez. Asıl ipuçları, gündelik hayatın görünmez aralıklarında, “masum”...

Bir toplumun siyasal düzenini anlamak, yalnızca anayasal normlara, güncel iktidar yapılarına ya da seçim sonuçlarına bakılarak gerçekleştirilemez. Gerçekte siyaset, yüzeydeki tartışmalardan ve görünür programlardan...